Su kültürü Türkiye için yeni bir proje olsa da, GENTA bu alandaki ilk çalışmalarının meyvelerini aldı bile. Hasat aralığını kısaltarak, kısa süre içerisinde birim alandan en fazla ürünü hasat etmeyi sağlayan su kültürü projesi ile GENTA, müşterilerine daha az maliyetle daha kaliteli ürünler alabilme olanağı sunuyor.
Su kültürü, bitkinin tamamen suyun ilet-kenliğinden faydalanılarak yapılmış bir üretim şekli olarak tanımlanıyor. Verilen besin maddeleri bitkiler tarafından hızlı bir şekilde absorbe edilip kullanılıyor. Böylece üretimin hızlı bir şekilde devam etmesini sağlanıyor. Yetiştiricilikte ürün kalitesinin yanı sıra ürünün yetiştirilme süresince aldığı besin miktarları, pH ve Ec seviyeleri de çok önemli. Yetiştiriciliğin tamamı teknik bilgiye dayandığı için teknik bilginin de yüksek olması yetiştiriciliğin düzgün ve kontrollü bir şekilde yapılmasını sağlıyor.
Hasat sayısı artıyor
Su kültürü, Türkiye için yeni bir proje. Her ne kadar Türkiye’de topraksız kültür tarımı olsa da ve kokopitlerle yapılan kaya yünü ile ilgili üretimler yapılsa da tamamen su kültürüne dayalı bir üretim biçimi oldukça ender. Su kültürü, 2012 yılında Antalya istasyonumuzda yaptığımız denemeler sonucunda ortaya çıkan bir proje. Hedefimiz tamamen su kültüründe ürünleri kontrol altında yetiştirip, hızlı bir şekilde pazara sunmak. Denemelerimiz Iceberg, kıvırcık ve düz marul çeşitlerinde yapıldı. Ayrıca maydanoz, soğan, sarımsak, kavun ve karpuz gibi ürünlerde de denemeler kurularak gözlem yapıldı. Bu projede amacımız hasat aralığını kısaltarak, kısa süre içerisinde birim alandan fazla ürün hasat edebilmek. Ürün olarak marulu seçmemizin nedeni ise birim alandan fazla ürün hasat edilebilmesi ve hasat sayısını arttırarak üreticinin sezon içerisinde yüksek fiyatı yakalayabilmesi. Örneğin, normal toprakta 5 bin-5 bin 500 marul yetiştirilebiliyorken; su kültüründe 11 bin-12 bin civarlarında marul tutulabiliyor. Aynı şekilde normalde iki hasat yapılabilecekken hasat aralığı bu sistem sayesinde sıklaştırılabiliyor. Örneğin bu sene çok sert bir kış yaşanmasına rağmen İzmir’deki projemizde üç hasat gerçekleştirildi. Marul fiyatlarının sezon içerisinde dengesiz bir seyir izlemesinden dolayı ne kadar fazla hasat yapabilirseniz yüksek fiyatı yakalama şansınız artıyor. Marul bitkisi 24-25 derece gibi normal sıcaklıklarda 35-40 gün arasında hasat ediliyor. 16-17 derece gibi düşük sıcaklıklarda 45-47 günde, daha düşük sıcaklıklarda ise 60 günde hasat ediliyor. Ayrıca bitkinin gelişme hızı, güneşlenme süresi ve fotosentez miktarı hasat süresini etkileyen diğer faktörler arasında bulunuyor.
Suda hastalık riski az
Toprakta marul yetiştiriciliğinin çok fazla handikabı bulunuyor. Örneğin toprağa 5 bin marul ekilmiş olsa dahi bunun tamamı hasat edilemiyor. Özellikle yorgun topraklarda, toprak kökenli hastalıklara daha sık rastlanıyor ve bu hastalıklardan dolayı da kayıplar çok yüksek oluyor. Çoğu zaman hastalık görüldüğünde istenilen kalibrasyon yakalanmamasına rağmen ürünü erken hasat etmek zorunda kalınıyor. Su kültüründe ise eğer dezenfeksiyon işlemleri tam anlamıyla uygulanmışsa hastalığın su kültürünün içerisine taşınma gibi bir riski olmuyor. Çünkü üretici suyu temizleme şansına sahip.
Üretim 12 dekara çıkacak
Yetiştiricilik şu anda dört bölgede devam ediyor. Ege bölgesi, bu projeye daha açık olması ve güvenilir ürün pazarlama hareketinin fazla olmasından dolayı diğer bölgelerden daha hızlı ilerliyor. Öncelikli hedef bu bölgede projeyi yürütmek, daha sonra diğer bölgelerde de yayılmasını sağlamak. Bölgede geçen sene 3,5 dekar alanda yapılan yetiştiricilik, bu sene artarak 12 dekar alanda yapılıyor.
GENTA olarak su kültüründe yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda pH ve Ec değerlerinin değişkenliklerine göre marulda gübreleme tekniği belirlendi. Yüksek ve düşük sıcaklıklarda değişen pH ve Ec değerlerine göre marulun ihtiyacı olan besinler belirlenerek gübreleme programı oluşturuluyor. Yetiştiricilik süresince sık kontroller yapılarak üreticiler bilgilendiriliyor. Bu projenin başarılı olabilmesi için üreticilere doğru zamanda kaliteli ürünlerle birlikte gerekli teknik desteğin sağlanması gerekiyor. Su kültürü için geliştirilen Min Yeşillikler 1, Min Yeşillikler 2 ve diğer bitki besleme ürünleri, üreticilerin yaşayabileceği sorunlara çözüm olacak şekilde hazırlanmış olup, kullanımıyla ilgili üreticilere bilgi veriliyor.
Yatırımımızın karşılığını hızla alacağız
İzmir’de faaliyet gösteren Agro Aqua’nın ortaklarından Güray Yeşilay da GENTA’nın su kültürü projesiyle 9 dönüm alanda marul üretimi yapıyor. Sistemi iki yol boyunca araştırdıklarını, fizibilite çalışmaları yaptıklarını ardında da yatırımlarını gerçekleştirdiklerini söyleyen Yeşilay, “Projenin bu kadar hızlı gelişeceğini düşünmüyordum. Fizibilite çalışmalarına göre yatırımın geri dönüşünün üç yılda olmasını bekliyorduk ama daha hızlı olacağını umuyoruz. Büyük marketlerle anlaşarak ve belgelendirme yaparak, İyi Tarım uygulamalarıyla son tüketiciye ulaşmayı düşünüyoruz” diyor. Tarımda işçilik maliyetlerinin çok yüksek olduğunun altını çizen Yeşilay, öte yandan bu sistemle işçilik maliyetlerinin oldukça düştüğünü belirtiyor. Bunun gerçekleşebilmesi için bir miktar yatırım yapılmasının gerektiğini vurgulayan İşler, su kültürü içerisinde yaptıkları üretimi yakın bir gelecekte 30-35 dönüme kadar çıkarmayı planladıklarını da kaydediyor. Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği’nden mezun olan ve hidroponik sistemle 2015 yılında tanışan Ziraat Mühendisi Udval Otgonpurev ise Agro Aqua’da çalışıyor. Bu sistemde kullanılacak suyun kalitesine dik-kat çeken ve öncelikle suyu analiz ettirdiklerini söyleyen Otgonpurev, pH değerinde yaşanabilecek sorunları da su ekleyerek çözdüklerini kaydediyor. Otgonpurev’e göre aynı zamanda üretimde materyallere hastalığı bulaştırmamak da çok önemli. Çünkü bu gerçekleştirildiği takdirde organik üretim yapabilme şansı da artıyor. Böylece sistem sayesinde en az zirai ilaçla, en kontrollü gübreyle ve en ucuz işçilikle ürün yetiştirebilme şansı bulunuyor.
Tüketici beğeniyor
Güray Yeşilay’a göre bu sistemle üretilen ürünler piyasada çok beğeniliyor. “Ürünü sattığımız restoranlar marulları çamurla uğraşmadan suyun altına sokup sterizasyonunu sağlayarak doğrudan kullanabiliyorlar. Satış formunda da bir farklılık yok. Köklü olarak sattığımız için satıcılar da raf ömrünün uzun olduğunu belirtiyor. Pazarı doyurmamız bir anda mümkün değil. Günde 5 bin tane marul üretmeyi hedefliyoruz” diyen Yeşilay, üretim 20 bine çıkarılsa dahi, pazarlama ağı genişletebildiği takdirde tüm ürünün çok rahatlıkla satılabileceğini söylüyor. Şimdilik İzmir pazarını kullandıklarını ifade eden Yeşilay, yeni kuruldukları için henüz işe çok yüklenemediklerini ama bundan sonra işin içinde daha fazla olacaklarını kaydediyor.