×

ÜRETİCİ BİLGİ REHBERİ

Anasayfa Üretici Bilgi Rehberi Antepfıstığı

ŞIRALI ZENK (Idiocerus stali)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Ergin ve nimfler, bitkinin taze sürgün, yaprak ve meyve sapları ile meyvelerinde emgi yaparak beslenir. Bu beslenme sırasında bitkinin önemli oranda özsuyu kaybına neden olurlar.

GENEL BİLGİLER

Kışı ergin olarak, genellikle yaşlı ağaçların gövdelerinde, yarık ve çatlaklarda geçirir. Erginler Şubat başlarından itibaren güneşli havalarda ağaçlar üzerinde güneşlenirken görülebilir ve Nisan başlarında da tamamen aktif duruma geçerler. Kışlaktan çıkan erginler, sürgünlerin henüz patlamamış tomurcukları üzerinde beslenerek Nisan ayı ortalarından itibaren yeni oluşmaya başlayan sürgünlere, daha sonra yaprak saplarına; meyve salkımları oluştuktan sonra ise yumurtalarının büyük bir çoğunluğunu meyve salkımı saplarına bırakırlar. Tüm yaz boyu ağaçlar üzerinde görülür ve sonbaharda da kışlağa çekilirler. Şıralı zenk erginleri kışlama sırasında tam uyuşuk değildir, ağaç kabukları kaldırılınca hemen aktif duruma geçebilir. Yılda bir döl verir. Antepfıstığının ana zararlısıdır. Ergin ve nimfler, bitkinin taze sürgün, yaprak ve meyve sapları ile meyvelerinde emgi yaparak beslenir ve bu sırada bitkinin önemli oranda özsuyu kaybına neden olur. Ayrıca, çıkardığı tatlımsı salgı maddesi yapraklara bulaşarak gözenekleri kapatır ve özümlemeyi önler. Bu madde üzerinde is (Fumajin) mantarları çoğalarak yaprağın ve meyvelerin ölümüne, gözlerin körlenip dökülmelerine neden olurlar. Zararlının yoğunluğuna göre zarar oranı değişir. Zararlının epidemi yaptığı yıllarda, bir yıl sonra ürün verecek meyve gözlerinin tamamının dökülmesi sonucu zarar, verim yönünden %100'e ulaşır. Ayrıca, zararlının sürekli bitki özsuyunu emerek beslenmesi yüzünden ağaçlarda genel bir durgunluk ve zayıflık görülür. Ülkemizde antepfıstığı yetiştirilen tüm bölgelerde yaygındır.

KARAGÖZ KURDU (Hylesinus-Chaetopteelius)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Ergin, genellikle koyu kahverengi olup boyu 3-3,5 mm kadardır. Başta duyargalarının ucu topuz gibidir.

GENEL BİLGİLER

Kışı karagözlerin (meyve gözü) dibinde veya ağaçların kuytu yerlerinde ergin olarak ve çok az bir beslenme ile uyuşuk bir halde geçirir. Şubat ve Mart aylarında kışlaklardan çıkan erginler kurumaya yüz tutmuş dalların veya budama artıklarının kabuk ve odun kısmı arasına girerek, odun kısmında ve dalın boyuna doğru 2-3 cm uzunluğunda geniş bir kanal açarlar. Dişiler bu kanalın her iki yanına 60-80 adet yumurta bırakırlar. Yumurtalar 8-10 günde açılır. Çıkan larvalar odun kısmında beslenerek ananın açtığı galeriye dik galeriler açarlar. Fıstık karagöz kurdunun zararı, üreme ve beslenme zararı olmak üzere iki şekilde olmaktadır. Üreme sırasındaki zarar: Kışlaktan çıkan erginlerin kurumuş veya kurumaya yüz tutmuş zayıf ağaçların dal ve gövdelerinde kabuk altlarına bıraktıkları yumurtalardan çıkan genç larvalar bu ağaçlarda galeri açarak iletim kanallarını tahrip eder ve kurumalarına neden olurlar. Ayrıca, larva ve pupa dönemlerini tamamlayan bireylerin ergin olduktan sonra kabuğu delerek çıkması ile de kabuğun delik deşik bir hal almasıyla kurumayı hızlandırırlar. Beslenme sırasındaki zarar: Üreme ortamlarından Mayıs ayı ortalarında çıkan erginler bahçedeki ağaçlara dağılarak, sürgün ve meyve gözleri diplerinde beslenir. Bu besleme sonucu oluşan 2-4 cm uzunluğunda galeriler dolayısıyla meyve gö-zleri kurur ve daha sonra da dökülür. Zararlı, normal ve bir yıl sonra ürün verebilecek sağlam gözleri tercih eder. Bir ergin 8-10 karagözü veya birkaç sürgünü tahrip edebilir. Yurdumuzda antepfıstığı yetiştirilen tüm bölgelerde yaygındır.

DAL GÜVESİ (Kermania pistaciicola)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Kelebeğin kanat açıklığı 11-12 mm kadardır. Kelebeğin üstten görünüşünde hakim renk siyahtır. Ön kanatların ucunda ve orta kısımlarında 2' şer adet altın sarısı renkli leke vardır.

GENEL BİLGİLER

Fıstık dal güvesi ergin uçuşlarına Nisan-Mayıs ayı ortalarına kadar Güneydoğu Anadolu Bölgesinde rastlanır. Erginler çiftleşmelerinden 4-6 gün sonra yumurta bırakmaya başlar. Bir dişi kelebek 33-60 yumurta bırakabilir. Dişiler genellikle yumurtalarını sürgün uçlarına veya meyve salkımlarına (cumba) bırakırlar. Açılan yumurtalardan çıkan larvalar yumurtanın bulunduğu sürgün ucu veya meyve salkım ucundan doku içine girer. Fıstık dal güvesinin zararı diğer antepfıstığı zararlılarından biraz farklılık gösterir. Yumurtadan yeni çıkan genç larvalar sürgünlerin en hassas olan uç kısımlarında dolanarak büyüme konisini tahrip eder. Tahrip olan tepe tomurcuğu bir sonraki bahar aylarında bazen yapraklanamaz veya yapraklansa da büyüme zayıf olur. Bu sürgünlerdeki meyve salkımlarında genellikle boş meyve teşekkül eder. Sürgünü ve yaprağı bulunmayan bu cumbalara (meyve salkımlarına) kör cumba adı verilir. Larvalar bazen salkımlar yolu ile sürgün içine girer. Bu şekilde zarar görmüş salkımlarda taneler dökülerek tane seyrekleşmesi meydana gelir. Bazen de bu salkımlar tamamen kururlar. Fıstık dal güvesinin diğer bir zararı da, sürgünlerdeki meyve gözlerinin dökülmesine yol açmasıdır. En önemli zararı da uzun yıllar Fıstık dal güvesi zararına uğrayan sürgünlerde büyümenin dumura uğramasıdır. Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu fıstık alanlarında yaygın olarak bulunur. Fıstık dal güvesinin bilhassa yan sürgünler üzerinde bulunan pupaları Mart başı-Nisan ortalarına kadar toplanarak yok edilmelidir.

DİP KURTLARI (Capnodis carbonaria)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Bu zararlılar daha çok fidanlarda, susuz kalmış ve herhangi bir nedenle zayıf düşmüş ağaçlarda zarar yaparlar.

GENEL BİLGİLER

Kışı ergin olarak ağaçların kuytu yerlerinde ve yere dökülen yaprakların arasında uyuşuk olarak geçirir. Kışlık erginler, kışlaktan Nisan ayı ortalarında çıkar ve biraz beslendikten sonra ilk yumurtalarını taze yapraklara ve sürgün uçlarına tek tek bırakırlar. Mayıs ayından itibaren yumurtalar genel olarak yapraklara kümeler halinde bırakılmaya başlanır. Yaz ayları boyunca ise erginler yumurtalarını yaprakların alt ve üst yüzlerine daire ve hilal şeklinde bırakırlar. Nimflerin gelişme süresi ilkbaharda 25 gün yazın ise 15 güne kadar sürer. Ekim ayı sonuna kadar üreme faaliyetine devam eder ve yılda 5-6 döl verir. Nimfleri antepfıstığının yapraklarında bulunur ve uzun hortumları ile bitkinin özsuyunu oburca emerek beslenir. Emilen yapraklar zararlının yoğunluğuna göre sararıp dökülür. Yaprakların zamanından önce dökülmesi, hem ağacın zayıf kalıp bodurlaşmasına hem de sürgünlerdeki, bir yıl sonra meyve verecek karagözlerin dökülmelerine neden olur. Ayrıca yapraklar eğer çok erken dökülmüş ise ve o sürgünlerde meyve de varsa bu meyvelerin iç bağlaması beslenme noksanlığından dolayı azalacaktır. Zararlı Güney illerimizde genellikle genç plantasyonlarda yoğunluk kazanmaktadır. Genç ağaçlar yaşlı ağaçlara göre daha hassas olmaktadır. Antepfıstığı veya yabani formlarının bulunduğu Güney ve Güneydoğu illerimiz ile az da olsa İzmir ili çevresinde bulunurlar.

YAPRAK PSİLLİDİ (Agonoscena torgioni Agonoscena viridis)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Ergin 12-1.8 mm boyda, genellikle kirli açık sarı renklidir. Baş büyük, petek gözler kırmızı ve duyargaları 10 parçalıdır. Kanatlar genel görünümünde saydam yapıdadır.

GENEL BİLGİLER

Kışı ergin olarak ağaçların kuytu yerlerinde ve yere dökülen yaprakların arasında uyuşuk olarak geçirir. Kışlık erginler, kışlaktan Nisan ayı ortalarında çıkar ve biraz beslendikten sonra ilk yumurtalarını taze yapraklara ve sürgün uçlarına tek tek bırakırlar. Mayıs ayından itibaren yumurtalar genel olarak yapraklara kümeler halinde bırakılmaya başlanır. Yaz ayları boyunca ise erginler yumurtalarını yaprakların alt ve üst yüzlerine daire ve hilal şeklinde bırakırlar. Nimfler gelişme süresi ilkbaharda 25 gün yazın ise 15 güne kadar sürer. Ekim ayı sonuna kadar üreme faaliyetine devam eder ve yılda 5-6 döl verir. Nimfleri antepfıstığının yapraklarında bulunur ve uzun hortumları ile bitkinin özsuyunu oburca emerek beslenir. Emilen yapraklar zararlının yoğunluğuna göre sararıp dökülür. Yaprakların zamanından önce dökülmesi, hem ağacın zayıf kalıp bodurlaşmasına hem de sürgünlerdeki, bir yıl sonra meyve verecek karagözlerin dökülmelerine neden olur. Ayrıca yapraklar eğer çok erken dökülmüş ise ve o sürgünlerde meyve de varsa bu meyvelerin iç bağlaması beslenme noksanlığından dolayı azalacaktır. Zararlı Güney illerimizde genellikle genç plantasyonlarda yoğunluk kazanmaktadır. Genç ağaçlar yaşlı ağaçlara göre daha hassas olmaktadır. Antepfıstığı veya yabani formlarının bulunduğu Güney ve Güneydoğu illerimiz ile az da olsa İzmir ili çevresinde bulunurlar.

İÇ GÜVESİ (Recurvaria pistaciicola)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Larvaları meyve içinde beslenir, gelişme dönemleri süresinde 8-12 meyveye zarar verebilirler. Zarar görmüş meyvelerin içinde larvanın beslenme artıkları bulunur.

GENEL BİLGİLER

Kültürel önlemler: Ağaç altlarında erginlerin saklanabileceği yüksek boylu ot çalı vs. bulun- durmamalı, sulama ve gübrelemeye dikkat edilerek, ağaçlar kuvvetli tutulmalıdır. Kabuklu bit problemi yoksa, ağaçların gövdesine kireç badanası yapmak, yumurta konmasını güçleştireceğinden yararlıdır.

Kimyasal Mücadele: Kimyasal mücadele Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında, zararlının yumurtalarını kök boğazı civarında toprağa koyduğu dönemde, 15 günde bir yapılmalıdır. Ağaçların bir metre yüksekliğe kadar olan gövdeleri ve bir metre çapında daire içinde kalan kök boğazı civarındaki toprak yüzeyi ilaçlanmalıdır. İlaçlama daima su ve çapadan sonra, toprak yüzeyi kurumaya başladığı dönemde ve özellikle günün serin saatlerinde yapılmalıdır. Aşılı ağaçlarda aşı ve civarı mutlaka ilaçlanmalıdır.

KURŞUNİ KÜF (Botrytis cinerea Fusicoccum sp.)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Erken bahar döneminde kendini gösteren bu hastalık erkek ağaçlarda dişi ağaçlara göre daha şiddetlidir.

GENEL BİLGİLER

Kültürel önlemler: Fungal hastalığın ilk belirtileri genç sürgünlerde ortaya çıkar. Daha sonra genç sürgünler ölür ve kalan yapraklar da büzüşerek kurur. Fungus çiçeklerden giriş yaptıktan sonra özellikle o yılın sürgünlerinde veya bir önceki yılın sürgünlerinde odunsu dokuyu istila eder ve buralarda en fazla 25 cm büyüklüğünde pamukçuk görüntüsünü oluşturur. Serin ve nemli havaların hüküm sürdüğü dönemde dalların ana bölümünde soluk sarı renkle görebileceğimiz sporlarını oluşturur. Yaprakta geniş dairesel yaralar ve özellikle ana damara yakın V şeklindeki tipik yaralarla da kendini gösterir. Hastalık taşıyan kısımlar hem o yılın gelişim dönemi hem de gelecek yıl için innoculum kaynağıdırlar. Nemli koşullarda fungus, ağaçların erkek çiçeklerinde, henüz yere düşenlerde de olmak üzere kolonize olur. Diğer innoculum kaynağı da yabancı otlar ve komşu bahçelerdir. Bu hastalık yeni yılın sürgünlerinde zarara neden olduğu için gelecek yılın verimini de olumsuz yönde etkiler.

GÖZ KURDU (Thaumatopoea soiitaria)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Dişiler genellikle boz, erkekler ise açık kahverengidir. Alt kanatlar beyaz olup üst kanatların üst kenarlarından alt kenarına ulaşan kahverengi (dişilerde 2, erkeklerde 3 adet) zikzak çizgiler vardır.

GENEL BİLGİLER

Dişiler genellikle boz, erkekler ise açık kahverengidir. Alt kanatlar beyaz olup üst kanatların üst kenarlarından alt kenarına ulaşan kahverengi (dişilerde 2, erkeklerde 3 adet) zikzak çizgiler vardır.

KABUKLU BİTLER (Pistaciaspis pistaciae Suturaspis pistaciae)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Virgül kabuklu biti ve beyaz kabuklu bit olmak üzere iki türü vardır. Her iki tür de yaz ayları boyunca yaprak, sürgün ve hatta meyvelerde beslenirler.

GENEL BİLGİLER

Yaz aylarında birinci döl erginleri meydana gelir. Kışı geçiren erginler çok az farklı yapıdadır. Virgül kabuklu bitinin birinci döl larvalarının vücutları başlangıçta elipsodik olduğu halde ikinci dölün larvaları virgüle benzer. Beyaz kabuklu bitlerde ise erginlerinin gevşek dokulu bir torfu andıran beyaz renkli bir kabuğu vardır. Her iki tür de kışı son yıl sürgünleri ile meyve ve sürgün gözlerinde yumurtasız ergin durumunda geçirmektedir. Erginlerde yumurtalar Nisan ayı başlarında oluşur. Mayıs ayında bütün erginlerin yumurtaları ergin kabuğun altında depo edilmiş durumdadır. İlk inficarlar Nisan ayı sonlarında başlar ve Haziran ayı ortalarına kadar devam eder. Birinci döl larvaları genellikle yaprak sapı ve yaprak arka yüzeyinde damarlar arasına dizilirler. Pek az kısmı da sürgünlere yerleşirler. Ağustos ayında oluşan ikinci döl larvaları ise genel olarak sürgünler ile meyve ve sürgün gözlerine yerleşirler. Zararlı yaz ayları boyunca yapraklarda son yıl sürgünlerinde ve bu sürgünlerin meyve ve sürgün gözlerinde yerleşir, bitkinin öz suyunu emerek beslenir. Bu beslenme sonucu bitki zayıflar, yoğun bulunduğu hallerde sürgünler cılız kalır. Fıstık ağacının yetiştiği yerlerde değişik yoğunluklarda bulunmaktadır. Antepfıstığının yabani ve kültür türlerinde ve bölgelerinde bulunmaktadır.

MEYVE İÇ KURDU (Megastigmus pistaciae)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Hasattan sonra, bahçelerde bırakılan boş meyve artıkları ile ağaçlar üzerinde kalan bozuk meyve salkımları ve yerlere dökülen ticari değeri olmayan meyveler toplanarak yakılmalıdır.

GENEL BİLGİLER

Kışı antepfıstığı meyveleri içinde geçirerek Mayıs ayı ortalarında pupa olur. Pupa dönemi 20-25 gün kadar sürer. Larva pupa olmadan önce çıkış deliğini hazırlar. Güney Doğu Anadolu Bölgesinde Haziran ayının ilk haftasında başlayan ilk ergin çıkışları Haziran ortalarından sonra gittikçe artar. Bu şekilde 20-25 günlük bir sürede bütün populasyon ergin duruma geçmiş olur. Larvaların bir kısmı hızla gelişerek Temmuz-Ağustos aylarında ergin olarak çıkarlar. Ancak bu dönemde meyve kabukları sertleşmiş olduğundan, bırakılan yumurtalardan çıkan lavralar sertleşmiş meyve kabuğunu del-erek meyve içine giremediklerinden zararlı olamamaktadır. Yılda bir döl verirler. Haziran ayı içinde çıkan erginler, daha iç kabuğu sertleşmemiş olan tanelerin sap kısmına yakın bir yerinden yumurtasını kuvvetli ovipozitörü ile etli kısma gömer. Bu ovipozitörün gömüldüğü kısımda siyah renkli bir halka görülür. Bu kısımdan daha sonra reçine çıkar. Bu meyveler ya kururlar ve kahve renkli bir durum alırlar, ya da hasada kadar diğer meyvelerden farksız, ancak içsiz olarak gelişirler. Bu meyveler içi boş olduğundan diğer meyvelere nazaran daha hafif olduğu için hasat zamanı kolaylıkla ayırt edilebilirler. Meyve içi çekirdeği geliştikten sonra zarara uğrayan meyveler; karakteristik olarak ben düşmüş (olgunlaşmış) gibi kırmızılaşır. Bir tarafı, genellikle uç kısmı siyahlaşır. Açıldığında içinden kurt çıkan bu tip zarar %40'a kadar varabilir. Bir M. pistaciae larvası ancak bir meyveyi tahrip edebilir. Ülkemizde antepfıstığı yetiştirilen her yerde bulunur.

ALTERNARIA (Armillaria ve Rosellirıia)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Hem erkek hem de dişi ağaçların yapraklarında siyah köşeli ve dairesel yaralarla kendini gösterir.

GENEL BİLGİLER

Enfeksiyonlar şiddetli, prematüre yaprak dökümlerine neden olur. Siyah lekeler yaprak ana damarında ve de yan damarlarda gözlenebilir. Ham meyvelerin üzerinde küçük (1 mm çaplı) siyah lekeler olarak kendini gösterir. Olgunlaşan meyvelerde ise aynı leke, etrafı kırmızımsı bir hale ile çevrelenmiş ve biraz daha büyük olarak (2-5 mm) karşımıza çıkar. Alternaria daha çok "spring" sulama yapılan bahçelerde, su baskınları olan bahçelerde ve aynı zamanda drenajı iyi olmayan bahçelerde, yani oransal nemin yüksek olduğu yerlerde görülür. Ağustos ayı başlarından Eylül ayı ortalarına kadar olan süre bu hastalık için kritik dönemdir. Asıl zarar da meyvelerin lekelenmesiyle ortaya çıkar.

KARAZENK (Septoria pistacino)

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM

Hastalığın tipik belirtileri daha çok yapraklarda ve kısmen de meyve kabuklarında görülen siyah lekelerdir. Bu lekeler zamanla tüm yaprak yüzeyini kaplayabilir.

GENEL BİLGİLER

Antepfıstıklarının meyve ve yaprak satıhlarında önce siyah lekeler halinde görülür. Zamanla bu siyah lekeler bütün yaprak ve meyve yüzeyini kaplar. Karazenk sebebiyle yapraklar gevrekleşir ve kurur. Meyvelerin iç doldurmayarak fos kalmasına sebep olur. Ağacı zayıf düşürdüğünden gelecek sene sürgün ve meyve oluşturacak gözlerin teşekkülüne mani olur. Meyve gözü dökülmelerine sebep olur. Ağaçlar yapraksız kaldıklarından kendilerini kurtarmak için sürgün gözlerini zamansız olarak Ağustos ayında sürdürürler. Bir bahçede bütün antepfıstığı ağaçlarının yaprakları kuruyup döküldüğü halde aynı bahçede bulunan yabani antepfıstıkları karazenkten kolay kolay etkilenmezler. Kesif olduğu sahalarda ertesi seneki mahsule %60 nispetinde zararlı olabilir. İlkbaharda meydana gelecek yağışlarla hastalığın kesafet durumu ilgilidir. Nisan, Mayıs aylarında yağış az olmuşsa, Haziran ayında hastalık yayılmaz ve zarar az olur. İlkbahar mevsimi yağışlı geçmişse Haziran ayı başlarında hastalık göründükten 10 gün kadar sonra yaprakların yüzeyini tamamen kaplar ve zamanla onları kurutur.

ELFER ZnP

NP Gübre Çözeltisi

Fosfor noksanlığında gelişme yavaşlar, yapraklar küçülür. Dalların boğum araları kısalır ve kökler zayıflar. Çiçeklenme azalır, çiçek açması gecikir. Dolayısıyla meyve bağlama da olumsuz etkilenir. Karbonhidrat miktarı azalacağından, gelişme zayıflar. Sonuçta ürün miktarı azalır. Sürgünlerin pişkin ve sağlam olması engellenir. Soğuklara ve kuraklığa olan duyarlılık artar. Meyvelerde kalite azalır, yağ oranı da normalin altına düşer. Bu noksanlığa, topraktaki organik madde yetersizliği, soğuk ve nemli koşullar, asit yapılı topraklar neden olabilir. Çinko noksanlığında da yapraklarda damar arasında sararma, rozetleşme, küçülme ve şekil bozuklukları görülür. Çinko eksikliği aynı zamanda yetersiz döllenmeye de neden olmaktadır. Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri yaptırılarak, analiz sonuçlarına göre, topraktan ve/veya yapraktan fosfor ve çinko içeren gübre uygulamaları yapılmalıdır.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI
THERAPY

Azotlu Gübre Çözeltisi

Fosfor noksanlığında gelişme yavaşlar, yapraklar küçülür. Dalların boğum araları kısalır ve kökler zayıflar. Çiçeklenme azalır, çiçek açması gecikir. Dolayısıyla meyve bağlama da olumsuz etkilenir. Karbonhidrat miktarı azalacağından, gelişme zayıflar. Sonuçta ürün miktarı azalır. Sürgünlerin pişkin ve sağlam olması engellenir. Soğuklara ve kuraklığa olan duyarlılık artar. Meyvelerde kalite azalır, yağ oranı da normalin altına düşer. Bu noksanlığa, topraktaki organik madde yetersizliği, soğuk ve nemli koşullar, asit yapılı topraklar neden olabilir. Çinko noksanlığında da yapraklarda damar arasında sararma, rozetleşme, küçülme ve şekil bozuklukları görülür. Çinko eksikliği aynı zamanda yetersiz döllenmeye de neden olmaktadır. Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri yaptırılarak, analiz sonuçlarına göre, topraktan ve/veya yapraktan fosfor ve çinko içeren gübre uygulamaları yapılmalıdır.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI
SEATONSUPERMIX

NK'lı Katı Organomineral Gübre

Fosfor noksanlığında gelişme yavaşlar, yapraklar küçülür. Dalların boğum araları kısalır ve kökler zayıflar. Çiçeklenme azalır, çiçek açması gecikir. Dolayısıyla meyve bağlama da olumsuz etkilenir. Karbonhidrat miktarı azalacağından, gelişme zayıflar. Sonuçta ürün miktarı azalır. Sürgünlerin pişkin ve sağlam olması engellenir. Soğuklara ve kuraklığa olan duyarlılık artar. Meyvelerde kalite azalır, yağ oranı da normalin altına düşer. Bu noksanlığa, topraktaki organik madde yetersizliği, soğuk ve nemli koşullar, asit yapılı topraklar neden olabilir. Çinko noksanlığında da yapraklarda damar arasında sararma, rozetleşme, küçülme ve şekil bozuklukları görülür. Çinko eksikliği aynı zamanda yetersiz döllenmeye de neden olmaktadır. Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri yaptırılarak, analiz sonuçlarına göre, topraktan ve/veya yapraktan fosfor ve çinko içeren gübre uygulamaları yapılmalıdır.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI
ELFER COMBI

Mikro Besin Elementleri Karışımı

Kalsiyum noksanlığında, filizlerde kolay kırılmalar ve kurumalar, yapraklarda dökülmeler, koparılan yapraklarda sertleşmeden kuruma ve genç yapraklarda üşümeye karşı duyarlılık görülür. Bu noksanlığa, topraktaki kalsiyum yetersizliği, magnezyum fazlalığı neden olabilir. Çözüm için,toprak ve yaprak analizleri yaptırılmalı, analiz sonuçlarına göre topraktan veya yapraktan kalsiyumlu gübre uygulamaları yapılmalıdır. Yapraktan yapılan uygulamalar daha hızlı sonuç verecektir. Toprak pH inin yüksek olduğu kireçli bahçelerde, klorofil oluşumunda ve dolayısıyla fotosentezde önemli rolü olan demir (Fe) elementinin alımı son derece zordur. Özel formüllerle şelatlanmış demir (Fe) lerin yapraktan ya da topraktan uygulanması gerekir. Aksi halde genç yapraklarda karakteristik koloroz (sararma) görülür.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI
REAL

NK Gübresi Harmanlanmış

Kalsiyum noksanlığında, filizlerde kolay kırılmalar ve kurumalar, yapraklarda dökülmeler, koparılan yapraklarda sertleşmeden kuruma ve genç yapraklarda üşümeye karşı duyarlılık görülür. Bu noksanlığa, topraktaki kalsiyum yetersizliği, magnezyum fazlalığı neden olabilir. Çözüm için,toprak ve yaprak analizleri yaptırılmalı, analiz sonuçlarına göre topraktan veya yapraktan kalsiyumlu gübre uygulamaları yapılmalıdır. Yapraktan yapılan uygulamalar daha hızlı sonuç verecektir. Toprak pH inin yüksek olduğu kireçli bahçelerde, klorofil oluşumunda ve dolayısıyla fotosentezde önemli rolü olan demir (Fe) elementinin alımı son derece zordur. Özel formüllerle şelatlanmış demir (Fe) lerin yapraktan ya da topraktan uygulanması gerekir. Aksi halde genç yapraklarda karakteristik koloroz (sararma) görülür.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI
ELFER COLOR PLUS

NK Gübre Çözeltisi

Azot, önemli bitki besinlerindendir ve antep fıstığındaki uygulaması da verim ve kalite açısından ayrıca önem taşır. Topraktan yapılacak uygu-lamalarda olası kayıpları (yıkanma, gaz haline geçerek kaybolma vb.) engellemek için uygulamalar bir defada değil, bölünerek yapılmalı ve kritik dönemlerde de yapraktan takviye edilmelidir. Noksanlığında sürgünlerde azalma, genç yapraklarda solma, yaşlı yapraklarda sararma ve dökülme, yaprak orta damarında ve kabukta kızarma meydana gelir. Potasyum noksanlığında, yaşlı yapraklarda uç klorozları ve nekrozlar, ucu kahverengi dibi sarı yapraklar örülür. Yapraklarda ve meyvelerde küçülme, meyve et oranı ve yağ miktarında azalma olur. Su ve soğuk stresine karşı direnç azalır. Ağaçlar, hastalık ve zararlılardan daha çok etkilenirler. Bu noksanlığa, topraktaki potasyum yetersizliği, topraktaki katyon değişim kapasitesinin düşük olması neden olabilir. Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri yaptırılmalı, analiz sonuçlarına göre, topraktan veya yapraktan potasyumlu gübre uygulamaları yapılmalıdır.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI
BIOFOL - N

Azotlu gübre Çözeltisi

Azot, önemli bitki besinlerindendir ve antep fıstığındaki uygulaması da verim ve kalite açısından ayrıca önem taşır. Topraktan yapılacak uygu-lamalarda olası kayıpları (yıkanma, gaz haline geçerek kaybolma vb.) engellemek için uygulamalar bir defada değil, bölünerek yapılmalı ve kritik dönemlerde de yapraktan takviye edilmelidir. Noksanlığında sürgünlerde azalma, genç yapraklarda solma, yaşlı yapraklarda sararma ve dökülme, yaprak orta damarında ve kabukta kızarma meydana gelir. Potasyum noksanlığında, yaşlı yapraklarda uç klorozları ve nekrozlar, ucu kahverengi dibi sarı yapraklar örülür. Yapraklarda ve meyvelerde küçülme, meyve et oranı ve yağ miktarında azalma olur. Su ve soğuk stresine karşı direnç azalır. Ağaçlar, hastalık ve zararlılardan daha çok etkilenirler. Bu noksanlığa, topraktaki potasyum yetersizliği, topraktaki katyon değişim kapasitesinin düşük olması neden olabilir. Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri yaptırılmalı, analiz sonuçlarına göre, topraktan veya yapraktan potasyumlu gübre uygulamaları yapılmalıdır.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI
ELFER ZnP

NP Gübre Çözeltisi

Bor noksanlığında genç yapraklarda, yaprak ucundan başlayan V şeklinde kloroz ve nekrozlar görülür. Yapraklarda küçülme, dökülme, rozetleşme, sürgün ucunda kurumalar ve yanlara doğru büyüme meydana gelir. Gövde ve sürgünlerde bodurlaşma, kuru ve yaprağını döken, çalılaşmış dallar görülür. Kolay yıkanan organik maddece fakir topraklarda sıkça görülür. Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri yaptırılmalı, analiz sonuçlarına göre topraktan veya yapraktan bor içeren gübre uygulamaları yapılmalıdır. Böylelikle içi boş meyve ile ağzı açılmamış (çıtlak olmayan) meyve sayısını azaltmak suretiyle verim artışı sağlanır. Flasattan sonra yapılacak bor uygulaması gelecek sezon açacak çiçeklerin gereksinimini karşılaması açısından da çok önemlidir.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI
TRANSPORTER

Mikro Besin Elementleri Karşımı

Bor noksanlığında genç yapraklarda, yaprak ucundan başlayan V şeklinde kloroz ve nekrozlar görülür. Yapraklarda küçülme, dökülme, rozetleşme, sürgün ucunda kurumalar ve yanlara doğru büyüme meydana gelir. Gövde ve sürgünlerde bodurlaşma, kuru ve yaprağını döken, çalılaşmış dallar görülür. Kolay yıkanan organik maddece fakir topraklarda sıkça görülür. Çözüm için, toprak ve yaprak analizleri yaptırılmalı, analiz sonuçlarına göre topraktan veya yapraktan bor içeren gübre uygulamaları yapılmalıdır. Böylelikle içi boş meyve ile ağzı açılmamış (çıtlak olmayan) meyve sayısını azaltmak suretiyle verim artışı sağlanır. Flasattan sonra yapılacak bor uygulaması gelecek sezon açacak çiçeklerin gereksinimini karşılaması açısından da çok önemlidir.

FARE KULAĞI
DÖNEMİ
ÇİÇEKLENME
YAPRAK
OLUŞUMU
MEYVE KABUK
OLUŞUMU
HASAT
ve SONRASI