PATATES BÖCEĞİ
(Leptinotarsa decemlineata)
Patates böceği’nin beslenerek yaptığı
zararın yanı sıra patateslerde
“Kahverengi çürüklük”, “İğ yumru
virüsü” ve “Patates Halkalı çürüklüğü”
etmenlerinin yayılmasında da rol
oynadığı bilinmektedir
GENEL BİLGİLER
Patates böceği kışı ergin olarak
toprağın 1-30 cm derinliğinde geçirir.
Erginler Nisan ayı içerisinde hava ve
10 cm derinliğinde toprak sıcaklığı
14-15ºC’ye ulaştığı zaman çıkarlar.
Topraktan çıkan erginler hemen
beslenmeye başlarlar. Bulundukları
yerde patates bitkisi varsa onlarla
beslenirler. Yoksa besin aramak için
başka sahalara uçarlar ve asıl bulaşma
bu yolla olur. Patates böceği’nin ergin
ve larvaları patates ve patlıcan
yapraklarını genellikle dıştan
başlayarak içe doğru yemekte ya da
yaprakta bir delik açarak bu deliği
genişletmek suretiyle beslenmektedir.
Önce yaprakların ana damarlarını
bırakarak beslenir, sonra onu da
yiyerek bitkileri sadece gövdeden
ibaret bir hale getirirler. Larva ve
erginler patates ve patlıcanın çiçekleri
ile de beslenmekte, patlıcan meyvesini
kemirerek yemektedirler. Patates
böceği’nin en önemli konukçuları
patates ve patlıcandır. Ayrıca özellikle
fide döneminde domateste ve yabani
Solanaceae’lerde beslenirler.
Kültürel önlemler :
Sonbaharda patates hasadının
tamamıyla yapılmasına özen
gösterilmeli ve tarlada yumru
bırakılmamalıdır.
PATATES GÜVESİ
(Phthorimaea operculella)
Solanaceae familyasından olan tütün,
patlıcan, domates, biber gibi kültür
bitkilerinin yanı sıra, yabani Solanaceae’ler
de Patates güvesi’nin konukçularıdır
GENEL BİLGİLER
Zararlı kışı ambar veya tarlada kalmış
patatesler üzerinde larva ve pupa
halinde geçirir. İlkbaharda ortalama
sıcaklığın 15ºC’ye ulaşması ile (Mart
sonu-Nisan başı) erginler çıkar.
Kelebekler gece aktiftirler. Yumurtalar
Solanaceae familyası bitkilerin
yapraklarının alt yüzüne, çiçek ve
tomurcuk yapraklarına, sürgünlere
bırakılır. Patatesin hasat döneminde
ise yumurtalar toprak sathına yakın
yumruların gözlerinin civarına, yarık
ve çatlaklara ve hasadı yapılarak
toprak üstüne yığılmış patateslere
bırakılır. Bir dişi 100-200 yumurta
bırakır. Çıkan larvalar tarlada yaprak
ve sürgünlerde, ambarda patates
yumrularında galeriler açarak
beslenirler. Gelişmesini tamamlayan
larva, patates yumrusunu terk ederek
göz çukurlarında, çuvallar üzerinde,
bitki artıkları ve duvar aralıklarında
beyaz bir kokon örerek pupa olur.
Tarlada toprak yüzeyinde bulunan
bitki artıkları arasında, toprak
yüzeyine yakın yapraklarda zarar
yapan larvalar ise bu galerileri terk
ederek ipliksi salgılarla birleştirdiği
toprak parçalarıyla oluşan torbacık
şeklindeki bir kokon içinde pupa olur.
Patates güvesi yılda 3-8 döl verir.
Zarar görmüş yumrular bakteri ve
funguslarla daha çabuk bulaşarak
çürürler. Tarlada yumruya bulaşan
zararlı, ambarda uygun şartları
bulunca, çoğalmaya devam eder.
Patates yumrusunda gözlerin zarar
görmesi sonucunda, özellikle
tohumluk patateslerin tohum
özellikleri kaybolur.
MANAS (KADI LOKMASI)
(Polyphylla turkmenoglui.)
Esas zararı larvaların patates
yumrularını yemesi ile olmaktadır.
Kumsal, humuslu topraklarda zarar
daha fazladır
GENEL BİLGİLER
Erginler, genellikle Haziran-Temmuz
aylarında pupadan çıkarlar. Erginler
güneş battıktan sonra uçarlar. Dişiler
yumurtalarını toprağın 1-20 cm
derinliğine bir yuva içine bırakırlar.
Yumurtalardan çıkan larvalar
etraflarında bulunan bitkilerin kökleri
veya yumruları ile beslenirler. Larvalar
yazın çok sıcak ve kuraklıktan, kışın
ise soğuktan etkilenmemek için
toprağın daha derin kısımlarına
inerler.
Sonbaharda (Eylül-Ekim) ikinci
döneme geçip tarlada mevcut
bitkilerin ince kökleri ile beslenirler.
Sonra toprak niteliğine bağlı olarak
50-90 cm derinlikte ertesi yılın
ilkbaharına kadar diyapozda kalırlar.
Haziran ayı başlarında üçüncü
döneme geçen larvalar, ertesi yılın
Mayıs ayına kadar bu dönemde
kalırlar. Mayıs ayında kendi yaptıkları
pupa yuvasında pupa dönemini
geçirirler. Larvaların toprak içindeki
hareketi, toprağın nem oranı ve
sıcaklığı ile çok sıkı bağlantılıdır.
Uygun toprak sıcaklığı ve nem
koşullarında Mart ve Ekim ayları
arasında larva zararı söz konusudur.
İki yılda bir döl verirler.
Kelebeklerin kanat açıklığı 35-40 mm
kadar olup, genel görünümü grimsi
kahverengidir. Ön kanatların üzerinde
şekli ve büyüklüğü türlere göre
değişen lekeler bulunur
GENEL BİLGİLER
Bozkurtlar kışı olgun larva halinde
toprakta geçirirler. İlkbaharda pupa
olur ve kelebek çıkışı başlar. Kelebekler
yumurtalarını tek tek veya gruplar
halinde o anda mevcut olan bitkilerin
saplarına, yapraklarına veya toprağa
koyarlar. Bir dişi 1500-2800 yumurta
bırakır. Birinci ve ikinci dönem larvalar
bitkilerin taze yaprak ve sürgünlerini
yiyerek zararlı olurlar. Daha sonraki
dönemlerde ise yalnız geceleri
beslenerek, toprak sathına yakın
yerden bitkilerin kök boğazını keserek
veya kemirerek zararlı olurlar. Ayrıca
çimlenmekte olan tohumları ve
yumrulu bitkilerin toprak içindeki
yumrularını yerler. Polifag bir
zararlıdır. Patates dışında sebze
fideliklerinde ve diğer tarla ve bahçe
bitkilerinde önemli zararlar yapar.
Yılda 2-4 döl verirler
Kültürel önlemler:
Patates hasadından sonra, sonbaharda
tarlaların sürülmesi çok miktarda
larva ölümüne neden olur.
TEL KURDU
(Agriotes spp.)
Erginler ters çevrildiklerinde sıçrayıp
ters dönerler ve bu sırada “çıt” diye
ses çıkararak sıçrarlar ve düzgün
duruma gelirler. Bu durum, zararlıya
has bir özelliktir
GENEL BİLGİLER
Erginlerin boyu 8-10 mm uzunluktadır.
Renkleri grimsi, kahverengi veya
siyahtır.
Kışı ergin veya larva halinde toprak
içinde geçirirler. Erginler yumurtalarını
toprağa tek tek veya gruplar halinde
bırakırlar. Bir dişi 150 yumurta bırakır.
Yumurtadan çıkan larvalar hemen
beslenmeye başlarlar. Larva
gelişmesini 2-5 yılda tamamlar.
Larvalar kış aylarında toprak
yüzeyinden derine doğru inerler ve
kışı derinde geçirirler. İlkbaharda
toprağın ısınması ile birlikte yukarı
doğru çıkarlar. Yaz aylarının aşırı sıcak
ve kurak günlerinde tekrar derine
inerler. Toprak sıcaklığı ve nemi larva
için uygun olan yerlerde vejetasyon
dönemi boyunca zararlı olabilirler
Polifag bir zararlıdır. Erginler bitkilerin
taze kısımlarını yemek suretiyle zarar
yaparsa da, bu önemli değildir. Esas
zararı larvalar yapar. Larvalar bitki
köklerini kemirerek, kalın kök ve
yumruların içine girerek zararlı olurlar.
Saçak ve kazık köklü bitkilerde
bitkilerin körpe ve genç olduğu
dönemlerde zararları daha fazla olur.
Bu bitkilerin ileriki dönemlerinde kök
sistemi geliştiği ve kalınlaştığı için
bitkilerde meydana gelen zarar
önemsenmez. Havuç ve patates gibi
bitkilerde ise vejetasyon dönemi
boyunca yumrularda açtıkları delik ve
galerilerle kaliteyi etkileyerek pazar
değerinin düşmesine neden olurlar.
Ayrıca yaralanma yerlerinden patojen
bakteri ve funguslar bitkiye girerek
çürümeler meydana getirebilirler.
PATATES MİLDİYÖSÜ
(Phytophthora infestans)
Etmen Orta Anadolu bölgesinde
artan ekiliş alanlarının sulamaya
açılması ile oluşan mikro klima
alanlarda dahil olmak üzere tüm
Türkiye’de yaygın olarak görülmektedir.
Patates dışında domates, patlıcan
ve biberi de hastalandırabilmektedir.
GENEL BİLGİLER
Patates mildiyösü etmeni fungus,
depo ve tarlalarda enfekteli yumrularda
misel halinde kışlamaktadır. Etmen
canlı konukçu dışında birkaç günden
fazla yaşayamamaktadır. İlkbaharda
havaların ısınması ile misel, gelişmeye
başlar; yumruların sürgünlerine geçer,
sistemik olarak yeni oluşan saplara ve
yapraklara ulaşır. Misel uzun ve
boğumlu taşıyıcıları ucunda primer
inokulum kaynağı olan sporangium
üretir. Sporların yapraktan yaprağa ve
bitkiden bitkiye geçişi sulama,
yağmur ve tarım aletleriyle olmaktadır.
Rüzgar vasıtasıyla da kolaylıkla 64
km ileride komşu patates tarlalarına
taşınabilir.
Belirtileri
Genellikle yaprak ucu veya
kenarlarından başlayan küçük sulu
açık yeşil lekeler şeklinde görülür.
Yuvarlak veya düzensiz şekilli bu
lekeler, çoğunlukla sağlıklı dokuları da
içinde bulunduğu, açık sarımsı yeşil
sınırla çevrilidir. Bu lekeler hızla büyür
ve kahverengi veya morumsu siyaha
dönüşür. Yüksek oranda nem ve
yaprak ıslaklığında, yaprağın alt yüzü
pamuk benzeri, beyaz kül renginde
küf tabakası ile kaplanır. Kuru
havalarda lekeli yaprak dokuları
kahverengileşerek hızla kurur. Lekeler
tüm bitkide görülebilir. Gövde
üzerinde kahverengi veya siyah gibi
koyu renkli yağlı lekeler oluşur. Bu
lekeler solgunluğa veya yüksek nemli
hava koşulları kalıcı olduğu zaman,
bitkiyi tamamen kaplayarak ölmesine
neden olur. Hastalık tarlada ilk
enfekteli bitkiden itibaren rüzgar
yönünde yayılır. Yumrular serin, kuru
koşullar altında depolandığı zaman
belirtilerin gelişmesi gecikir.
Depolama süresi uzadığı zaman çok
hafif çökmeler görülür.
ERKEN YAPRAK
YANIKLIĞI
(Alternaria solani)
Sıcak iklim kuşaklarında, özellikle
bitkilerin sulandığı alanlarda esas
problemler oluşmaktadır. Hastalık
özellikle olgunlaşmakta ve besinsel
olarak az beslenmiş olan bitkilerde
daha şiddetli görülmektedir.
GENEL BİLGİLER
Yaprakta lekeler, önce küçük, gayri
muntazam ve koyu kahverengidir.
Sonra 1-2 cm kadar büyürler. Lekeler,
yaprak damarlarıyla sınırlanmış iç içe
daireler şeklinde büyür.
Rutubetli havada lekeler üzerinde
koyu füme veya koyu yeşil renkli
kadifemsi görünüşte olan miseller
teşekkül eder.
Hastalık şiddetli olursa bütün
yapraklar kurur ve dökülürler. Aynı
lekeler saplarda da meydana gelir. Bu
lekeler yüzünden sap bazen
tamamen ölür. Yumru üzerinde çökük,
kahverengi veya siyah kuru çürüklük
meydana getir. Bu çürümeler
genellikle yüzeyde kalır.
Enfeksiyon genellikle topraktan olur.
Fungus hayatını topraktaki bitki
artıkları üzerinde devam ettirir.
Yumruyla da bulaşabilir. Erken
devrede yapraklarda nekrotik lekeler
meydana getirerek bitkilerin
ölmesine sebep olur. Hastalık
6-30ºC’ler arasında gelişir.
Kültürel önlemler:
Hastalığa karşı en iyi korunma çaresi
temiz tohumluk kullanılmasıdır. Diğer
yandan hastalıklı bitki artıklarının
tarladan uzaklaştırılarak imha
edilmesi gerekmektedir.
Hastalıkla mücadele için örnekleme
zamanı Mayıs ayından itibaren
hasada kadar haftada bir gözle
inceleme şeklindedir, Ege bölgesinde
ise ovada birinci ürün için Mart-Mayıs,
ikinci ürün için Eylül-Kasım’dır.
Yaylada ise Temmuz-Ekim aylarıdır
TOZLU UYUZ
HASTALIĞI
(Spongospora subterranea.)
Patates, turp gibi bitkilerin önemli bir
yumru hastalığıdır. Uyuz hastalığı
verim üzerine herhangi bir etki
oluşturmamasına rağmen, yumruların
pazar değerinin kaybolmasına neden
olmaktadır.
GENEL BİLGİLER
İlk belirtiler, yumru yüzeyinde
hücrelerin aşırı büyümesi ve
çoğalması sonucu siğillerin
oluşumudur. Zamanla siğiller
koyulaşır içleri beyazımsı - kahverengi
bir tozla dolar. Yumruda, 1 cm derine
kadar inebilen yaralar oluşturur.
Yumru içi genellikle sağlamdır; ancak
başka hastalık etmenleri bu açık
yaralardan girerek çürüklük yapabilirler.
Etmenle enfekte olduğu zaman,
bitki köklerinde küçük beyaz urlar
oluşur
Fungusun gelişiminde, toprağın asitli
veya alkali olmasından ziyade, serin
ve yaş olması önemlidir. Enfeksiyon
için 15ºC’nin altındaki sıcaklıklar
uygundur. Hastalık etmeni 10 yıl süre
ile toprakta canlılığını sürdürür.
Kültürel önlemler:
Hasat sonrası veya dikim öncesi
tohumluk kontrolü göz ile yapılır. Bu
hastalıkla bulaşık yumrular tohumluk
olarak kullanılmamak üzere ayrılır.
Uzun süreli (6 yıl) münavebe
uygulamalı, temiz tohumluk
kullanılmalı ve iyi bir toprak drenajı
sağlanmalıdır. Enfekteli yumruları
yiyen hayvanların gübresi kullanılmamalıdır.
KURU ÇÜRÜKLÜK
(Fusarium spp.)
Enfeksiyonlar bulaşık tohumluk
yumrulardan kaynaklanır. Kuru
çürüklük hastalığı depolarda da
devam edebilir ve diğer bakteriyel
yumuşak çürüklük etmenlerinin de
hastalık yapmasına yardımcı olurlar.
GENEL BİLGİLER
Fusarium solgunluğunda; alt
yapraklar sararır, üst yapraklarda sarı
benekler oluşur, gövde içi kabarır ve
bitki solarak kurur. Yumruların iletim
demetlerinde kararma veya göbek
bağından başlayan çürüme görülür.
Yumrudaki ilk belirtiler; koyu renkli,
çökük lekelerdir. Çürüklük ilerledikçe
yumru içinde boşluklar oluşur ve
fungusun gelişme organları ipliksi
şekilde görülür.
Hastalık etmeni, toprakta çürümüş
bitki artıklarında spor veya miselyum
halinde canlılığını sürdürür. Enfeksiyon
10ºC’nin üzerindeki sıcaklıklarda
oldukça hızlı görülmesine rağmen,
5ºC’nin altında meydana gelmez.
Kültürel önlemler:
Tarlada bitki, hasat sonrası ve dikim
öncesinde yumru kontrolleri göz ile
yapılır.
Bulaşma hasattaki yaralardan olur.
Hasatta yaralanmayı önlemek, hasat
sonrası kabuğun pişkinleşip yaraların
iyileşmesi için iki hafta 10-15ºC’de ve
nemli havadar bir yerde yumruları
bekletmek gereklidir. Yaralı-bereli
yumruların depoya konulmaması, bu
gibi yumruların tohumluk olarak
dikilmemesi gerekir.
SOLGUNLUK HASTALIĞI
(Verticillium albo-atrum
Colletetricum coccodes)
Toprakta yaşayan bazı patojen
funguslar iyi bakılmamış, iyi sulanmamış
veya diğer hastalıklar tarafından
zayıflatılmış patates bitkilerine arız
olarak, solgunluk meydana getirebilir
GENEL BİLGİLER
Verticillium solgunluğu; yapraklardaki
sararmanın asimetrik ve her seviyede
oluşuyla, Fusarium solgunluğundan
ayrılır. Bazen aynı yaprağın yarısı sarı,
yarısı yeşil renktedir(Şekil 24a ).
Gövde kesitinde iletim demetlerinin
kısım kısım koyu sarı ve kahverengimsi
olduğu görülür. Bitki genelde
solmaz, ancak erken yaşlanır.
Yurdumuzda yaygındır ve hakim türü
Verticillium albo - atrum’dur.
Colletotrichum coccodes, aslında
patatesin kökleri, stolonları ve
yumrularda enfeksiyon yapan, yeşil
aksamda da belirti veren toprak
kaynaklı bir fungustur. Tohum,
hastalığın yayılmasında rol oynar.
Etmen bitkinin üst kısmından
başlayan aşağıya doğru ilerleyen
sararma ve solgunluk ve kökboğazında
kuru çürüklüğe neden olur. Ancak
bu belirti Fusarium ve Verticillium
spp.’nin belirtilerine benzemesine
rağmen, C.coccodes belirtisi daha hızlı
gelişir, Verticillium’un tersine hastalık
ilerleyince bitki kurur.
C.coccodes sapta sklerotiler meydana
getirir. Bu hastalık nedeni ile
patatesin toprak altı gövdesi erguvan
renge dönüşür. Etmen, yumruya bağlı
enfekteli stolonlarla depoya taşınır.
Depoda enfekteli yumrularda hafif
çukur açık kahverengi-bronz renkte
lokal kurumalara neden olmakta,
yumru kabuğu rahatlıkla etli kısımdan
ayrılabilmektedir. Kabuğun alt
kısmında çoğunlukla etmenden
dolayı siyahlaşmalar görülmektedir.
Bu belirtiler zamanla etli kısma
ilerleyerek tüm yumrunun çürümesine
neden olmakta ancak bu siyahlaş-
ma saprofit Fusarium spp. ve diğer
bazı saprofit funguslardan dolayı
örtülebilmektedir.
PATATES UYUZU
(Streptomyces scabies.)
Bir toprak mikroorganizması olan
S.cabies yaşadığı toprak yönünden
seçicidir. Genel olarak kumlu, tınlı ve
bazik topraklarda yaşar.
GENEL BİLGİLER
Su kapasitesi %55’ten düşük
topraklarda etmen azalmaya başlar.
Optimum gelişme sıcaklığı 17 - 21ºC’
dir.
Hastalık yumrularda ilk belirti olarak
küçük yuvarlak lekeler halinde ortaya
çıkar. Yumrudaki farklı görünüşlerine
göre; yüzeysel derin ve kabarık uyuz
şeklinde ayrılır. Yüzeysel uyuz açık
kahverengi, mantarımsı pütürlü bir
görünüştedir.
Derin uyuzda çukur veya yarıklar
halinde girintiler oluşur. Ölen doku
artıkları pul şeklinde birbirinden
ayrılırlar. Kabarık uyuzda ise hücre
artışı nedeni ile yumru üzerinde
kabarık ve diken şeklinde oluşuklar
meydana gelir.
Uyuz hastalığı yumruların görünüşü-
nü bozarak pazar değerini düşürür.
Depolanan hastalıklı yumrularda
saprofit mikroorganizmalar kolayca
gelişerek ürün kayıplarına neden olur.
Kültürel Önlemler
Hastalıklı ve şüpheli yumrular
ayıklanmalı edilmeli ve tohumluk
olarak kullanılmamalıdır. Ağır bulaşık
topraklara kükürt verilerek pH
nötrleştirilmelidir. Ağır bulaşık
topraklarda buğday, arpa, bostan gibi
bitkilerle ekim nöbeti uygulanmalıdır.
Hastalık ile bulaşık yumruların
kullanılma zorunluluğu olduğu
durumlarda toprağa bazikleştiren
çiftlik gübresi yerine birkaç yıl
kimyasal gübrelerle birlikte yeşil
gübreler (örneğin fiğ) kullanılmalıdır.
Sık ve aşırı sulama yerine boğaz
doldurmadan 15 gün sonra birer
hafta ara ile 6 sulama yapılmalıdır.
KAHVERENGİ
ÇÜRÜKLÜK
( Ralstonia solanacearum.)
Etkili bir mücadele yönteminin
mevcut olmaması, tohumla taşınabilme
özelliği ve tohumluk üretiminde
toleransının sıfır olması nedeniyle
önemli bir patojendir.
GENEL BİLGİLER
Yeşil aksamdaki ilk belirtileri, sıcak
günlerde dalların uçlarındaki
yapraklarda meydana gelen
solgunluktur. Susuzluktan dolayı
oluşan solgunluktan farkı gece
serinliğinde solgunluğun kaybolmamasıdır.
Hastalık geliştikçe kök
boğazının hemen üzerindeki bölgede
çizgi şeklinde kahverengileşme ve
yapraklarda bronzlaşma görülür. Bu
tür belirti gösteren bitkilerin gövdeleri
kesildiğinde veya kırıldığında beyaz,
sümüksü bir bakteriyel akıntının
çıktığı görülür.
Hastalığın gelişme evresine bağlı
olarak yumru belirtileri dışarıdan
görülmeyebilir. Yumru belirtileri,
Halkalı çürüklük hastalığı (Clavibacter
michiganensis ssp. sepedonicus ) ile
karıştırılabilir. Ancak, R.solanacearum
yumruların gözlerinden ve gövdeye
olan bağlantı kısmından bakteriyel
damlacıkların çıkmasıyla ayırt
edilebilir. Bu bakteriyel akıntı
kuruyunca toprak parçaları gözlere
yapışık olarak kalır. Hastalıklı yumrular
kesildiği zaman, yumru iletim
demetlerinde nekroz ve kahverengileşme
görülür. Kahverengileşen iletim
demetlerinden kremimsi bir
bakteriyel akıntı çıkar. Patojenin
latent yaşama özelliğinden dolayı
sağlıklı görünen bitkilerde hastalıklı
yumrular oluşabilmektedir.
En önemli konukçularından birisi
patatestir. Patates dışında domates,
tütün, biber, patlıcan, pamuk, yer
fıstığı, muz başta olmak üzere içinde
Solanum nigrum, S. dulcamara’nın da
bulunduğu 200 üzerinde bitkide
hastalık oluşturabilmektedirır.
KARABACAK HASTALIĞI (YUMUŞAK ÇÜRÜKLÜK)
(Erwinia corotovora subsp)
Bakteriler kışı toprakta, toprağa
karışmış yumru ve bitki parçaları ile
enfekteli yumrularda geçirir.
GENEL BİLGİLER
Konukçusuna yaralardan ve doğal
açıklıklardan giriş yapan yumuşak
çürüklük grubu bakteriler pektolitik
enzimleri sayesinde hücrelerdeki orta
lamel ve hücre duvarındaki pektik
maddeleri parçalayarak hücreler arası
bağlantıların kopması ve protoplast
suyunun hücre dışına çıkması ile sulu
ve yumuşak çürüklüklere neden
olurlar
Hastalık önce tarlada kendini belli
eder. Bitkilerin gelişmesinde bir
durgunluk, çalılaşma ve bodurlaşma
görülür. Gövdede en sık görülen belirti
“karabacak” veya “dip yanıklığı” adı
verilen bitki gövdesinin hemen toprak
üstündeki kısmında siyahlaşma ve
yumuşama şeklinde devam etmesidir.
Ana gövdedeki siyahlaşma ve
çürüme stolonlara ve yeni oluşan
yumrulara doğru yayılır. Ağır enfekteli
yumrulardan çıkan bitkilerde yan
kökler oluşmaz. Enfeksiyona uğramış
bitkiler çekildiğinde toprak seviyesinden
koparlar. Hasta bitkilerden hasta
yumrular oluşur. Bu tip yumrulardan
kesit yapıldığında başlangıçta krem
beyaz renkte ve sulu bir çürüme
gözlenir. Hastalık yumrularda
çürümeye neden olması yanında
enfekteli bitkilerin ölümü veya çok az
oranda hastalıklı yumru bağlamaları
nedeni ile önemli oranda zarara
neden olabilmektedir. Ayrıca enfekteli
yumruların depoya girmesi halinde
yeni yumru bulaşmaları olmakta ve
ürün kaybı artmaktadır.
PATATES STOLBUR
HASTALIĞI
(Meloidogyne spp.)
Bu hastalığın etmeni mikoplazma
(fitoplazma)'dır. Etmen konukçu
bitkide sistemik olarak bulunur. Genel
olarak floem dokusunda bulunur.
Vektörleri hastalık etmenini aldıktan
sonra daima taşıyıcısı olurlar.
GENEL BİLGİLER
Hastalık patates yapraklarında renk
değişimi, hafif külah gibi kıvrılmalar
şeklinde deformasyonlar oluşmaktadır.
Tohumluktan gelen hasta bitkide
ilk belirtilerden sonra solma başlar ve
yumru bağlamadan çiçeklenme
devresinde bitki ölür ya da ipliksi
sürgün oluşur, yeşil aksam oluşmaz.
Aynı yıl enfekte olmuş bitkilerde
hastalığın tüm dönemlerini görmek
mümkündür. Uç yapraklardaki renk
değişimi ve külah şeklinde kıvrılma ile
boğum aralarında kısalma, boğumlarda
kalınlaşma ve koltuk sürgünlerinin
kalınlaşması başlar, ileri safhalarda
koltuk yumruları görülür. Aynı
dönemde kök boğazında hava
yumruları da oluşmaya başlar, solma
ile birlikte kökler de tamamen ölür.
Stolonlara bağlı olarak olgunlaşmamış
yumrularda pörsüme meydana gelir.
Hastalığın depodaki belirtisi iplik
şeklinde çimlenmedir. Yaprak pire’leri
(Cicadellidae) bu hastalığın vektörü
olup, doğada diğer sağlıklı bitkilere
bulaşmasına sebep olur. Vektörlerin
hepsinin ülkemizde bulunduğu
saptanmıştır. Doğada diğer yayılma
yolu küskütlerdir, tarla sarmaşığı
H.obsoletus’un kış konukçusudur.
Bunların dışında hastalık tohumla
geçmez, her türlü vejetatif bitki
parçası ile hastalık taşınmaktadır,
mekanik yolla taşınmamaktadır. Ekim
tarihi, vektörlerin doğadaki çıkışına,
yoğunluğuna ve kışlağa çekilme
durumuna göre ayarlanmalıdır.
Çeşitlerin geç ve erkenci oluşları
vejetatif periyotlarının uzunluğu esas
alınarak çeşit seçimi yapılmalıdır. Kış
konukçuları ile mücadele edilmelidir,
tarla civarındaki yabancı ot konukçuları
imha edilmelidir.
KÖK UR NEMATODLARI
(Meloidogyne spp.)
Bitki kökünde meydana getirdikleri
urlar bitkinin su düzenini bozar,
gelişme yavaşlar, bodurlaşma görülür;
yapraklar sararır.
GENEL BİLGİLER
Konukçu bitkinin kökünde meydana
getirdikleri irili ufaklı urlarla kolayca
tanınırlar. Patates yumrusu üzerinde
de siğiller oluşturur . Bazen yumrularda
hiçbir belirti görülmediği halde,
bulaşıklık saptanabilmektedir. Sağlıklı
görünen yumrular 4ºC’de 2-3 ay
bekletildikten sonra, kabuk kısmında
yine belirtisiz olmakla beraber, kesit
alındığında Kök-ur nematodu
dişilerinin doku içinde kahverengi bir
hat halinde dizildiği görülmüştür.
Beyazımsı renkte şişkin armut
şeklindeki dişiler, bu urların içinde
endoparazit olarak yaşar. Erkekleri
iplik şeklindedir. Sulama yapılan tarım
alanlarında, akarsu vadileri boyunca
yoğun olarak bulunabilir. Bu
nematodların birkaç türü aynı bitki
kökünde bir arada bulunabilir. Bitki
kökünde meydana getirdikleri urlar
bitkinin su düzenini bozar, gelişme
yavaşlar, bodurlaşma görülür.
Yapraklar sararır, çiçek ve meyve
silkmeleri olur.
Kültürel önlemler :
Örnekleme vejetasyon döneminde ve
hasat sonrasında olmak üzere 2 kez
yapılmalıdır. Tarlada bitki varken bitki
kökleri incelenerek urlanma olup
olmadığına bakılır. Hasat sırasında ve
depoda yumruların yüzeyinde
siğillenme aranır. Şüpheli örnekler
laboratuvarda incelenir. Ege Bölgesi'nde
ise örnekleme, tohumlar
tarlaya dikilmeden depoda tek ürün
yapılan yerde 1 kez, çift ürün yapılan
yerlerde 2 kez yapılmalı, patates
yumrularında enine ve boyuma kesit
alınarak kahverengi hat aranmalıdır.
PATATES ÇÜRÜKLÜK
NEMATODU
(Ditylenchus destructor)
Bu nematod, patateste zarar yapan
bitki paraziti nematodlar arasında,
yurdumuzda yaygınlık bakımından ilk
sıralarda yer almaktadır.
GENEL BİLGİLER
Erkek ve dişileri ortalama 1 mm
boyunda, ipliksi görünümlüdür.
Patates yumrularında kabuğun
altındaki dokuda, koyu renkli
süngerimsi çürüklükler meydana
getirir. Geçmiş yıllarda, ülkemizin
patates tarımı yapılan bütün
bölgelerinde tespit edilmiştir.
Tohumlukların yenilenmesiyle
yaygınlık oranı azalma göstermiştir.
Bu nematod patates yumrularına göz
ve benzeri açıklıklardan girer,
kabuğun altında beslenir ve burada
beyaz unumsu lekeler oluşturur . Bu
lekeler
Nematodun çoğalması ve sağlam
dokuları bulaştırması ile büyür ve
kabuğun altındaki doku, kuru, bal
peteği görünüşünde açık kahverengi
bir görünüm alır. Zaman ilerledikçe
bulaşık dokuların rengi koyulaşır,
bulaşık yumrular sağlam olanları da
bulaştırır. İleri derecede bulaşık
yumrular çürüme nedeniyle
tohumluk vasfını kaybeder, yemeklik
olarak dahi değerlendirilemez. Bulaşık
yumruların tarlaya dikilmesi halinde
ise, toprak üstü aksamında çalılaşma,
bodurluk ve kuruma görülür. Yeni
oluşan yumrular da, bu nematodla
bulaşık olacağından kışın depolama
süresince çürümeye devam ederler.
KÖK BOĞAZI NEKROZU
SİYAH SİĞİL
(Rhizoctonia solani.)
Yumru üzerinde siyah siğil şeklinde
görülür. Bazen bu siyah siğiller
yumrunun büyük bir kısmını
kaplayabilir.
GENEL BİLGİLER
Bu hastalık etmeni gövde ve kök
boğazında kırmızımsı kahverengi
çökük yaralar meydana getirir. Yumru
üzerinde ise siyah siğil şeklinde
görülür. Bazen bu siyah siğiller
yumrunun büyük bir kısmını
kaplayabilir. Hastalık etmeni toprak
kaynaklı bir fungustur. Bu fungus,
toprakta bitki kalıntılarında miselyum
halinde, yumrularda ise skleroti
halinde canlılığını sürdürür. Hastalık
enfeksiyonu için, 13-15ºC’deki nemli
topraklar uygundur.
Dikim öncesi tohumluk kontrolü göz
ile yapılır. Hastalıklı yumrular
tohumluk olarak kullanılmamalıdır.
Islak toprağa dikim yapmaktan
kaçınılmalıdır. Tohumluk iyi filizlendirilmelidir.
7ºC üzerindeki topraklarda
yüzeysel dikim önerilmektedir.
Hastalıkla bulaşık yumruların
dikimi yapılmamalıdır.
VİRAL HASTALIKLAR
Patates Çizgi Virüsü (PVY) -
Patates X Virüsü (PVX) -
Patates A Virüsü (PVA)
Tarla kontrollerinde 4-5 yapraklı
dönemden itibaren incelemeler
yapılarak, virüs hastalık belirtisi
gösteren veya bulaşık olduğu tahmin
edilen bitkiler sökülerek tarladan
uzaklaştırılmalıdır.
GENEL BİLGİLER
Patates çizgi virüsü (PVY):
Hastalığın ilk belirtileri ilk yıl genel
olarak düzensiz mozayık ve koyu
lekeler şeklinde görülür. Hastalığın
ileri safhalarında tepe yapraklarında
kıvırcıklaşma oluşur. Yaprak kırçıllı olur,
dokunulduğunda kolaylıkla sapa bağlı
yerden kopar. Alt yapraklar ise
nekrotikleşip gövdeye yapışır.
Büyümede geri kalma meydana
geldiği gibi yumru bağlama azdır. PVY
patatesten başka domates, tütün ve
biberin yanında birçok yabancı otu da
hastalandırır. Bulaşık tohumluk
patatesler virüsün esas bulaşma
kaynağıdır. Doğada, yaprak biti
hastalığın vektörüdür. PVY’nin en az
30 tane yaprak biti vektörü vardır.
Patates X virüsü (PVX):
İlk yıl meydana gelen enfeksiyonlarda
virüs genellikle birçok çeşitte
simptom oluşturmaz, ancak yumrulardaki
bulaşıklık oranı artar. Yumrularda
virüsün olduğuna dair herhangi bir
belirti görülmez. Buna rağmen bu
enfeksiyonlardan dolayı verimde
%10-30 azalma meydana gelir. PVX
mekanik olarak kolaylıkla taşındığından
dolayı, yaprakların birbiri ile
teması alet ve ekipman, dikim
makineleri, patates böceği ve
çekirgeler gibi ısırıcı çiğneyici ağız
yapısına sahip böcekler ile rahatlıkla
yayılır. Bu virüs PVY ya da PVA ile
birlikte enfeksiyon yaparsa şiddetli
“Rugoz mozaik” hastalığına yol açar.
Verim kaybı da bir o kadar artar. Yıl
içinde meydana gelen enfeksiyonların
oluşturduğu simptomlar,
sıcaklığın 38°C’nin üzerinde olduğu
zaman genellikle maskelenir.
YAPRAK BİTLERİ
Myzus persicae (Sulz.)
Aphis gossypii Glov.
Vücutları oval biçimde ve yumuşak
olup 1.2-3 mm boyundadır. Antenler
iplik şeklindedir.
GENEL BİLGİLER
Yaprak bitleri yaşayışlarına göre “Tek
konukçulu” ve “İki konukçulu” olmak
üzere iki gruba ayrılırlar. Ergin ve
nimfleri bitkilerin yaprak, sürgün ve
gövdelerinde koloniler halinde
yaşarlar. Yaprak bitleri bitki özsuyunu
emerek beslenirler. Beslendikleri
yapraklarda ve taze sürgünlerde
kıvrılmalar ve şekil bozuklukları olur.
Yoğun popülasyonların bulunduğu
bitkilerin gelişmesinde duraklama
görülür ve normal gelişmelerini
sürdüremezler. Bu gibi bitkilerde
verim azalır ve kalite bozulur. Ayrıca
salgıladıkları tatlı madde bitkilerin
üzerini örter ve daha sonra bu
maddeler üzerinde gelişen saprofit
mantarlar fumajine neden olur. Bir
diğer önemli zararı da, virüs
hastalıklarını taşıması ve sağlıklı
bitkilere bulaştırmasıdır. Ülkemizde
patateste beslenen yaprak bitlerinin
mücadeleyi gerektirecek bir yo-
ğunluğuna rastlanmamaktadır. Ancak
patates yetiştiriciliği özellikle
tohumluk üretimi amacı ile yapılıyorsa
ve yaprak bitleri ile taşınan virüs
hastalıklarının yayılması söz konusu
ise, bu durumda esas zararını virüs
hastalıklarını taşıyarak yapar.
SPRINTER PLUS
NP Gübresi Harmanlanmış
Patates bitkisinin kök gelişimi toprak sıcaklığı ile de yakından ilgilidir. Toprak sıcaklığı 15°C olduğunda
kökler büyümez. 20°C’de yan kökler oluşmaya ve 25°C’de ana kök uzamaya başlar. Kökün optimum
gelişmesi için toprak sıcaklığının 33-35°C olması gerekmektedir. Tohumlara uygulanlacak Sprinterı
sağlıklı kök gelişimi ile birlikte olgunlaşan yumrulardaki iriliği ve birinci sınıf yumru sayısındaki artışı
sağlayacak bitki gelişim düzenleyicilerini ve bitki besin maddelerini içermektedir.
ELFER SUNRISE
NP Gübre Çözeltisi
Patates bitkisi tarafından çok kullanılan elementlerden biri olan fosfor, hücre bölünmesi, hücrede
enerji taşınması, karbonhidratların parçalanması ve çiçek, meyve oluşumunda önemli rol oynar. Protein
ve yağların meydana gelmesine, potasyumun bitkiler tarafından alınmasına yardım eder. Kök sisteminin
iyi gelişmesi ve yayılmasını sağlar. Yumruların erken olgunlaşmasını teşvik ederek erkencilik sağlar.
Aşırı derecede verilen azotun kötü etkisini bir dereceye kadar azaltarak ürün miktarına ve kalitesine
etki eder. Fide dönemini soğuk toprak koşullarında geçiren bitkiler fosfor alımında sorun yaşarlar.
Yapraklarda gözlemlenen morarma bunun en önemli belirtisidir.
BRAVO - P
NPK Gübresi Harmanlanmış
Patates bitkisi tarafından çok kullanılan elementlerden biri olan fosfor, hücre bölünmesi, hücrede
enerji taşınması, karbonhidratların parçalanması ve çiçek, meyve oluşumunda önemli rol oynar. Protein
ve yağların meydana gelmesine, potasyumun bitkiler tarafından alınmasına yardım eder. Kök sisteminin
iyi gelişmesi ve yayılmasını sağlar. Yumruların erken olgunlaşmasını teşvik ederek erkencilik sağlar.
Aşırı derecede verilen azotun kötü etkisini bir dereceye kadar azaltarak ürün miktarına ve kalitesine
etki eder. Fide dönemini soğuk toprak koşullarında geçiren bitkiler fosfor alımında sorun yaşarlar.
Yapraklarda gözlemlenen morarma bunun en önemli belirtisidir.
THERAPY
Azotlu Gübre Çözeltisi
Patates bitkisi tarafından çok kullanılan elementlerden biri olan fosfor, hücre bölünmesi, hücrede
enerji taşınması, karbonhidratların parçalanması ve çiçek, meyve oluşumunda önemli rol oynar. Protein
ve yağların meydana gelmesine, potasyumun bitkiler tarafından alınmasına yardım eder. Kök sisteminin
iyi gelişmesi ve yayılmasını sağlar. Yumruların erken olgunlaşmasını teşvik ederek erkencilik sağlar.
Aşırı derecede verilen azotun kötü etkisini bir dereceye kadar azaltarak ürün miktarına ve kalitesine
etki eder. Fide dönemini soğuk toprak koşullarında geçiren bitkiler fosfor alımında sorun yaşarlar.
Yapraklarda gözlemlenen morarma bunun en önemli belirtisidir.
TRANSPORTER
Mikro Besin Elementleri
Karışımı
Mikro besin elementleri topraktaki eksikliklerinde çok uygun olmayan toprak koşulları nedeniyle
alınamaz durumdadırlar. Patates bitkisinin sağlıklı gelişimi için mikrobesin elementleri özellikle
demir ve çinko, azot, fosfor ve potasyum kadar önemlidir. Mikrobesin elementlerinin birinin eksikliği
toplam gelişmeyi mutlaka geriletecektir.
TURBOMIX
Mikro Besin Elementleri
Karışımı
Mikro besin elementleri topraktaki eksikliklerinde çok uygun olmayan toprak koşulları nedeniyle
alınamaz durumdadırlar. Patates bitkisinin sağlıklı gelişimi için mikrobesin elementleri özellikle
demir ve çinko, azot, fosfor ve potasyum kadar önemlidir. Mikrobesin elementlerinin birinin eksikliği
toplam gelişmeyi mutlaka geriletecektir.
SEATONSUPERMIX
NK’ lı Katı Organomineral Gübre
Bitkilerde hastalık ve zararlılara karşı dayanımı arttırmak ve bunların yarattığı tahribat sonrasında
bitkileri hızla sağlığına kavuşturabilmek, sonuçta genel stres koşullarına karşı bitkinin direncini yüksek
tutmak amacıyla ağırlıklı olarak su yosunlarından elde edilen oksidantlar kullanılmaktadır. Ayrıca
içeriğindeki “potasyum fosfat” sayesinde bitkilerde fitoaleksin üretimini de arttırmaktadır.
THERAPY
Azotlu Gübre Çözeltisi
Bitkilerde hastalık ve zararlılara karşı dayanımı arttırmak ve bunların yarattığı tahribat sonrasında
bitkileri hızla sağlığına kavuşturabilmek, sonuçta genel stres koşullarına karşı bitkinin direncini yüksek
tutmak amacıyla ağırlıklı olarak su yosunlarından elde edilen oksidantlar kullanılmaktadır. Ayrıca
içeriğindeki “potasyum fosfat” sayesinde bitkilerde fitoaleksin üretimini de arttırmaktadır.
REAL
NK Gübresi
Harmanlanmış
Bitki gelişmesinde en önemli element olan Azot formları bitkide gevşek doku üretimine neden
olmaktadır. Yakın zamana kadar çimento görevi potasyuma verilirken, artık bu görev Kalsiyum ve Bor’a
da verilmektedir. Kalsiyum,toprakta bileşik formlar halinde bulunur. Bitki için önemli olan toprağın
kalsiyumca zenginliği değil, bünyesindeki içeriğinin yeterli olmasıdır. Eksikliğinde, genç fidelerde,
genellikle uç tomurcuklar ölür, genç yapraklarda nekrozlar ve kıvrılmalar görülür. Yetişkin bitkilerde
büyümede durgunluk, sararma, yumrularda küçülme ve iletim demetlerinde renk açılması gözlemlenir.
TURBOMIX
Mikro Besin
Elementleri Karışımı
Bitki gelişmesinde en önemli element olan Azot formları bitkide gevşek doku üretimine neden
olmaktadır. Yakın zamana kadar çimento görevi potasyuma verilirken, artık bu görev Kalsiyum ve Bor’a
da verilmektedir. Kalsiyum,toprakta bileşik formlar halinde bulunur. Bitki için önemli olan toprağın
kalsiyumca zenginliği değil, bünyesindeki içeriğinin yeterli olmasıdır. Eksikliğinde, genç fidelerde,
genellikle uç tomurcuklar ölür, genç yapraklarda nekrozlar ve kıvrılmalar görülür. Yetişkin bitkilerde
büyümede durgunluk, sararma, yumrularda küçülme ve iletim demetlerinde renk açılması gözlemlenir.
ELFER - K
NK Gübre Çözeltisi
Bitkinin tüm büyüme ve gelişme periyodu boyunca devamlı ve yeterli potasyum sağlanmasına ihtiyaç
vardır. Potasyum bitki dokularının daha kuvvetli oluşmasına etkili olarak, bitkinin hastalıklara karşı
dayanıklılık kazanmasını sağlar. Bitkinin su tüketimi üzerine olumlu etki yaparak suyun daha ekonomik
kullanılmasını sağlar. İlk çiçek dönemine kadar az olan potasyum alımı çiçeklenme ile birlikte hızla
artar. Meyve olgunlaşması ve hasat döneminde yüksek düzeyde seyreder. Yumru kalitesi ve rengi
potasyum eksikliğinden doğrudan etkilenir. Potasyum eksikliği yumru rengindeki anormallikleri ve
olgunlaşma bozukluklarını teşvik eder.
BRAVO - K
NK Gübre Çözeltisi
Bitkinin tüm büyüme ve gelişme periyodu boyunca devamlı ve yeterli potasyum sağlanmasına ihtiyaç
vardır. Potasyum bitki dokularının daha kuvvetli oluşmasına etkili olarak, bitkinin hastalıklara karşı
dayanıklılık kazanmasını sağlar. Bitkinin su tüketimi üzerine olumlu etki yaparak suyun daha ekonomik
kullanılmasını sağlar. İlk çiçek dönemine kadar az olan potasyum alımı çiçeklenme ile birlikte hızla
artar. Meyve olgunlaşması ve hasat döneminde yüksek düzeyde seyreder. Yumru kalitesi ve rengi
potasyum eksikliğinden doğrudan etkilenir. Potasyum eksikliği yumru rengindeki anormallikleri ve
olgunlaşma bozukluklarını teşvik eder.
ELFER COLOR PLUS
NK Gübresi Harmanlanmış
Bitkinin tüm büyüme ve gelişme periyodu boyunca devamlı ve yeterli potasyum sağlanmasına ihtiyaç
vardır. Potasyum bitki dokularının daha kuvvetli oluşmasına etkili olarak, bitkinin hastalıklara karşı
dayanıklılık kazanmasını sağlar. Bitkinin su tüketimi üzerine olumlu etki yaparak suyun daha ekonomik
kullanılmasını sağlar. İlk çiçek dönemine kadar az olan potasyum alımı çiçeklenme ile birlikte hızla
artar. Meyve olgunlaşması ve hasat döneminde yüksek düzeyde seyreder. Yumru kalitesi ve rengi
potasyum eksikliğinden doğrudan etkilenir. Potasyum eksikliği yumru rengindeki anormallikleri ve
olgunlaşma bozukluklarını teşvik eder.