KÖK BOĞAZI ÇÜRÜKLÜĞÜ
(Aspergillus spp.)
GENEL BİLGİLER
Genellikle tohumla taşınan bir hastalıktır. Kök boğazı
çürüklüğü hastalığı ile bulaşık tohumların kabukları
üzerinde, açık renkli yanıklar şeklinde lekeler görülür.
Hastalık etmeni bitkinin toprak yüzeyine yakın, kök
boğazına arız olmak suretiyle iletim demetlerini tıkar ve
zamanla bitkinin kurumasına neden olur. Fide döneminden,
hasat zamanına kadar geçen süre içerisinde ortaya
çıkar ve etkili olur. Ülkemizde çok yaygın olarak görülen
bir hastalıktır. Tohumla taşındığı için, ilaçlı mücadelesi
vardır ve tohum ilaçlaması ile hastalığın taşınması
önlenebilmektedir.
kurur.
CERCOSPORA
YAPRAK LEKESİ
(Cercosporadarachidicola)
GENEL BİLGİLER
Ülkemizde oldukça yaygın olarak görülür. Çoğu üreticiler,
hastalık belirtisinin ileri aşamalarını, hasat zamanının
belirtisi şeklinde algılarlar. Gelişmenin ileri dönemlerinde
ortaya çıkar ve yaprak ayası üzerinde kahverengi lekeler
halinde görülür. İleri dönemlerde tüm yaprak ayasını
kaplayarak yaprağın tamamen kurumasına neden olur.
Bitki yapraklarını döktüğü için, yeterince fotosentez
yapamaz ve meyvelerin içerisindeki tohumlar gelişemezler,
cılız kalırlar. Bu da verimin düşmesine neden olur. Bu
hastalık, yağmurlama sulama yapılan tarlalarda daha
fazla etkili olur. Hastalık belirtilerinin görülmeye başlaması
ile birlikte yaprak ilaçlaması yapılmalıdır. Bir veya iki
ilaçlama (10 ila 14 gün ara ile) yeterli olabilmektedir.
Fungisit uygulamalarına ekimden 30-35 gün sonra
başlanmalıdır. Eğer aynı tarlada yetiştiricilik yapılıyorsa
süre 30 güne indirilmelidir. Eğer hava şartları nedeniyle
uygulama 44-50 gün sonrasına yapılacaksa ilaç oranları
maksimum seviyede kullanılmalıdır. Hasatta gecikme
olması durumunda da ilaçlamaya devam edilmelidir.
Yabacı ot mücadelesi (ilaçlamayı engellediği için)
yapılmalıdır. Ayrıca; ekim nöbeti uygulaması ve hasat
sonrası bitki artıklarının yok edilmesi hastalığın yayılması-
nı önlemektedir. İkinci ürün ekimlerinde çok etkili olan bu
hastalığa karşı dikkatli olunmalı ve kesinlikle ilaçlı
mücadele yapılmalıdır.
SAP ÇÜRÜKLÜĞÜ
(Sclerotinia spp.)
GENEL BİLGİLER
Bitkinin sap ve toprak altındaki meyvelerini çürütmek
suretiyle etkili olur. Sap çürüklüğüne yakalanmış bitkilerin
dip kısımlarında kül serpilmiş gibi beyazlıklar oluşur.
Yüksek azot dozu, fazla sulama ve sık ekim hastalık
etmeninin yayılmasına ve bitkiye zarar vermesine neden
olur. Özellikle, hafif bünyeli topraklarda daha çabuk yayılır.
Tohum ve toprak kökenli bir hastalıktır. Ülkemizde çok
yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Hastalığın yoğun
olduğu tarlalarda çok büyük verim kayıpları meydana
gelmektedir. Sap çürüklüğü hastalığı ile bulaşık tarlalarda
yerfıstığı ekimine devam edilir ise, sonraki yıllarda bu
tarladan yer fıstığı ürünü alınamaz olur. Çok tehlikeli bir
hastalıktır. Bu hastalığa karşı ilaçlı mücadele fazla etkili
olmamaktadır. Dayanıklı çeşit kullanmak ve uzun süreli
ekim nöbeti uygulamak, bu hastalığın yayılmasında en
etkili önlemlerdir. Özellikle sap çürüklüğü hastalığının
görüldüğü tarlalarda buğday ve mısır gibi buğdaygil
bitkileri, zorunlu olarak ekim nöbetine sokulmalıdır.
Ayrıca; seyrek ekim, kısıtlı azotlu gübre kullanma ve
kontrollü sulama (Yağmurlama) gibi uygulamalarda, bu
hastalığın meydana getireceği zararı azaltmaktadır.
Hasat sonrası bitki artıklarının tarladan uzaklaştırılması
ve kalan artıkların derin işleme ile toprağa gömülmesi de,
bu hastalığın yayılmasında önleyici bir uygulama
olabilmektedir.
PAS HASTALIĞI
(ccinia arachidisPu)
GENEL BİLGİLER
İlk belirtilerini yaprakların alt yüzeyinde
turuncu-kahverengi çıkıntılar şeklinde
gösterir. İlerleyen dönemde, yaprakların
gövdeye bağlandığı (petiol) yerlerde ve
ayrıca gövde üzerinde de kendini gösterir.
Bulaşık (enfekteli) bitkiler sararır ve
yapraklar dökülmeye başlar. Tarlanın
genel görünümünde yer yer boşluklar
oluşmaya başlar. Hastalığın yayılmasını
engellemek için bitki artıkları hasat sonrası
tarladan temizlenmeli ve ürün rotasyonu
(münavebe) yapılmalıdır. Hastalığı ilk
belirtileri görüldüğünde ilaçlamaya baş-
lanmalıdır. Tavsiye edilen ilaçlarla birlikte
kükürt uygulamasının da yapılması,
mücadelede etkinliğin arttırılmasını
sağlayacaktır. Günümüzde bu hastalığa
dayanıklı çeşitler vardır.
DOMATES LEKELİ
SOLGUNLUK VİRÜSÜ
(TSWV)
GENEL BİLGİLER
Virüs thripslerle, mekanik inokulasyonla
ve aşıyla taşınabilmektedir. Sebze, süs
bitkileri ve yabancı otları içeren çok sayıda
konukçusu vardır. Bu hastalık belirtileri,
oldukça çeşitlilik göstermektedir. Nekrotik
ve klorotik lokal lezyonlar, sistemik
solgunluk, nekroz, beneklenmeler,
bantlaşmalar, mozaik, yaprak şekil
bozukluğu, damar sararması, halkalı
lekeler, çiçeklerde renk kırılması gibi
belirtiler gösteren bu hastalık 200’e yakın
kültür bitkisinde zararlıdır. Hastalık
görüntüsü, genç yapraklarda bronzlaşma
ile başlayan renk değişimi üzerinde,
sonradan küçük koyu renkli beneklenmeler
ile devam eder. Sürgünlerde geriye
doğru ölüm, yapraklarda kıvrılma,
sağlıklılara oranla bitki gelişme geriliği ya
da cüceleşme de gözlenen belirtilerindendir.
Bulaşma hızı, ilacın thripsi öldürme
hızından daha yüksektir. Komşu tarlalarda
yapılan mücadele de yeterli değildir.
Çünkü thripsler rüzgara ve hava koşulları-
na bağlı olarak oldukça uzun mesafeler kat
edebilirler.
THIRIPS
(Idiocerus stali)
GENEL BİLGİLER
Nimf ergine çok benzer. Yumurta oval
şeklinde 0.3 mm boyda ve beyaz
renktedir. 1. Dönem nimf beyaz, 2. dönem
nimf açık sarı renkte ve 0.9 mm boydadır.
Kışı ergin halde çeşitli bitkiler üzerinde
geçirirler. Yumurtalar yaprakların alt
yüzüne ve doku içine paketler halinde
bırakılır. Genel olarak yumurtadan 4-5 gün
içinde nimf çıkar. Yılda 4-6 döl verir. Ergin
ve nimfleri pamuk bitkilerinin yaprak ve
saplarını ağız parçalarıyla zedeleyerek
özsuyunu emerler. Bitkilerde zararlının
beslendiği yerler bir süre sonra gümüşi
veya beyazımsı bir renk alır. En belirgin
zararı yaprakların alt yüzünde damarlar
boyunca oluşan gümüşi lekelerdir. Yoğun
olduklarında yapraklar kıvrılır ve daha
sonra esmerleşerek vaktinden önce
dökülür.Thiripsler yerfıstığında yapmış
oldukları emgilerle ürün kaybına neden
olmazlar. Ancak konukçusu olduğu pek
çok bitkiden (yabancı otlar da dahil olmak
üzere) virüs bulaştırma riski taşırlar. TSWV
virüsünün vektörü olarak yer fıstığında
bozulan meyve kalitesi nedeniyle pazarlanabilir
meyve oranında düşmelere neden
olurlar.
ANTRAKNOZ
(Colletotrichum spp.)
GENEL BİLGİLER
Antraknoz hastalığında ilk belirtiler yaprak
üzerinde oluşan esmer ya da siyaha yakın
renklerde lekelerin oluşması şeklinde
görülmektedir. Hastalığın ilerlediği
dönemlerde lekeler büyüyerek tüm
yaprağı kaplayacaktır. Bu evre sonrasında
yaprak parçalanarak ölecek ve hastalık
bitki üzerinde etkili olacaktır. Bitki
üzerinde etkili olduğu durumlarda bitkinin
tamamen kurumasına neden olabilir.
Antraknoz hastalığında yaprak sapı
üzerinde hafif çökük lekeler ortaya
çıkmaktadır. Meyve üzerinde ise lekeler
1-2 mm arasında değişen boyutlarda
çökük şeklinde meydana gelmektedir.
Daha sonra bu çökük lekeler kavuniçi
rengini alacaktır. Hastalık etkeni olan
mantar haziran ve temmuz aylarında
yağış alan bölgelerde salgın haline
dönüşerek hızla yayılabilir ve büyük
oranda verim kaybına neden olabilir.
TEL KURDU
(Agriotes spp.)
GENEL BİLGİLER
Erginlerin boyu 8-10 mm uzunluktadır. Renkleri grimsi
kahverengi veya siyahtır. Erginler ters çevrildiklerinde
sıçrayıp geri dönerler ve bu esnada çıt diye bir ses
çıkarırlar. Bu durum zararlıya has bir özelliktir. Larvalar
uzun silindir şeklinde, parlak ve sert vücutludur. Vücut
halkaları belirgin olup, larva rengi sarımsı, kiremit rengi
veya kızılımsı kahverengindedir. Olgun larva 2-3 cm
boyundadır. Kışı ergin veya larva halinde toprak içinde
geçirirler. Bir dişi 150 civarında yumurta bırakır. Larvalar
yumurtadan çıkar çıkmaz beslenmeye başlarlar. Larva
gelişimini 2 ila 5 yılda tamamlar. Larvalar kış aylarında
toprak yüzeyinden derine doğru inerler ve kışı derinde
geçirirler. İlkbaharda toprağın ısınmasıyla birlikte yukarı
çıkarlar. Yaz aylarının aşırı sıcak ve kurak ikliminde tekrar
derine inerler. Toprak sıcaklığı ve nemi larva için uygun
olan yerlerde vejetasyon dönemi boyunca zararlı olabiilirler.
Erginleri bitkilerin taze kısımları ile beslenirler; ancak
önemli zararları yoktur. Asıl zararı larvalar yapar. Bitki
köklerini kemirerek, kalın kök ve yumruların içine girerek
zararlı olurlar. Ayrıca yaralanma yerlerinden patojen
bakteri ve funguslar bitkiye girerek çürümeler meydana
getirirler.
KIRMIZI ÖRÜMCEK
(Tetranichus spp.)
GENEL BİLGİLER
Kışı ılık geçen bölgelerde dış ortam koşullarında yaşamaya
devam ederler. Zorunlu kışlama yoktur. Fide dikimiyle
birlikte yabancı otlardan fidelere geçerler. Dişiler,
yumurtalarını yaprak alt yüzeyine, yaprak damarları
boyunca yaptıkları ağlar arasına bırakırlar. Yumurtadan
çıkan larva, protonimf ve deutonimf dönemlerini
geçirerek ergin olur. Larvalar ergin olana kadar 3 gömlek
değiştirirler. Bir dişi 100-200 yumurta bırakabilir. Döl
sayısı seranın koşullarına ve konukçusuna bağlı olarak
değişmekte ve yılda 10-12 döl verebilmektedirler.
Kırmızı örümcekler, ağız parçaları içinde bulunan styletleri
ile bitki dokusunu zedelemeleri sonucunda çıkan bitki
özsuyunu emerek beslenirler. Bu emgi sonucu yaprakta
sararma ve kıvrılma olur; ürün verimi ve kalitesi düşer.
Zararlının yoğun olduğu durumda bitkinin sürgün ve
dalları ağ ile kaplı hale gelir ve yapraklarda ve bitkide
kuruma meydana gelir Tetranychus türleri aynı zamanda
virüs vektörleridir. Patates Y virüsü ve Tütün halka leke
virüsü). Polifag bir zararlıdır. Özellikle fasulye, hıyar,
domates, patlıcan ve kabakta zararı önemlidir
YAPRAK KURTLARI
(Spodoptera spp.)
GENEL BİLGİLER
Larvalar 4 cm boyundadır. Yeşilden koyu kahverengine
hatta siyaha kadar çok çeşitli renkte olabilirler. Vücudunun
her iki tarafında daha açık renkte ve birbirine paralel
çizgileri vardır. Kafa rengi mısır koçan kurduna göre daha
koyudur. Kafanın ön kısmında Y şeklinde beyazımsı bir
bölüm vardır. Erginlerin kanat uzunlukları yaklaşık 4
cm’dir. Kanat uçlarında açık renkli lekeler bulunur.
Özellikle güz mevsiminde görülürler. Dişiler, birkaç farklı
bölgeye salkımlar halinde yaklaşık 1000 yumurta
bırakırlar. Toprakta pupa haline gelmeden önce yerfıstı-
ğında 6 farklı larva dönemi geçirirler. Yaklaşık 4 haftada
neslini tamamlar. Beslenme şekli mısır koçan kurduna
benzer. Yerfıstığında küçük larvalar, ara yapraklarda ve
çiçeklerde, larvanın son iki döneminde ise yapraklarda
beslenirler.
KONTROLÜ: Toprak işleme pupa sayısını azaltan bir
uygulamadır. Temmuz ayında uygulanacak granül
haldeki chlorpriphos’un faydalı böceklere vereceği zarar
düşünülerek gereksiz kullanımından kaçınılmalıdır. Mısır
koçan kurduna göre mücadelesi daha değişken ve
masraflıdır. Mısır koçan kurdu istilasının hemen ardından
aynı şekilde beslenen pamuk çizgili kurdu bitkide
beslenmeye başlar. O nedenle her iki kurdun birlikte
verebilecekleri zararı ve dış yaprakların gelişim durumu
ilaçlama kararı verilmeden önce göz önünde bulundurulmalıdır.
Temmuz ayında haftalık kontroller yapılarak
ilaçlama kararı için larva sayısının belirlenmesi gerekir.
BRAVO - P
NPK Gübresi Harmanlanmış
Yüksek pH (kireçli) topraklarda ve erken ekim yapılan arazilerde toprak sıcaklığının yeterli seviyeye
ulaşmamış olması nedeniyle fosfor alımında sorun yaşanmaktadır. Bitki bu dönemde yeterli enerji
üretemeyeceği için yapraktan uygulanacak fosforla desteklenmesi gerekir.
ELFER ZnP
NP Gübre Çözeltisi
Yüksek pH (kireçli) topraklarda ve erken ekim yapılan arazilerde toprak sıcaklığının yeterli seviyeye
ulaşmamış olması nedeniyle fosfor alımında sorun yaşanmaktadır. Bitki bu dönemde yeterli enerji
üretemeyeceği için yapraktan uygulanacak fosforla desteklenmesi gerekir.
TRANSPORTER
Mikro Besin Elementleri
Karışımı
Bor (B) : Eksikliğinde meyve iç doldurmasında problem olur.
Demir (Fe): Yüksek pH’lı topraklarda eksikliğinde yapraklarda sararma olur ve fotosentez hızı düşer; Bu
nedenle çiçeklenme öncesinde diğer iz elementlerle birlikte verilmesi olası verim kayıplarını
engelleyecektir.
REAL
NK Gübresi Harmanlanmış
Yer Fıstığı bitkisi gereksinim duyduğu kalsiyumun % 70’ini iğneleri ile almaktadır. Bu nedenle,
doğrudan meyve içindeki tohumun oluşmasında kullanılmaktadır. Kalsiyum eksikliği halinde, boş
meyve oranı artmakta ve tohumun çimlenme oranı önemli ölçüde düşmektedir. Eksiklşiğinde bitki
bodur kalır, dal uçlarındaki yaprakların şekli bozulur veya yaprak damarları arasında lekeler meydana
gelir. Bitki saplarında yer yer çatlamalar oluşur
SEATON SUPERMIX
NK’ lı Katı Organomineral Gübre
Yetişme dönemi boyunca hava sıcaklıklarındaki değişiklikler, gece gündüz ısı farklarının artması gibi
olumsuz iklim değişiklikleri, verim ve kalite kaybına neden olur. Çiçeklenme öncesi ve ginoforların
toprağa girişinden sonra, magnezyum (Mg) katkılı deniz yosunu ekstresinin yapraktan uygulanması,
yaşanabilecek stresi minimum seviyeye indirecektir.
ELFER - K
NK Gübre Çözeltisi
Yer Fıstığı yetişme süresi boyunca topraktan fazla miktarda potasyum kaldırmaktadır. Toprağa uygulanacak
fazla miktardaki potasyum ise kalsiyum alınımını olumsuz etkiler. Bu nedenle meyve gelişim
döneminde yapraktan uygulanacak potasyum olası eksikliğin telafi edilmesini sağlar. Potasyum
eksikliğinde; bitki üzerindeki yaprak kenarlarında yanıklar şeklinde kurumalar meydana gelir.
BRAVO - K
NK Gübre Çözeltisi
Yer Fıstığı yetişme süresi boyunca topraktan fazla miktarda potasyum kaldırmaktadır. Toprağa uygulanacak
fazla miktardaki potasyum ise kalsiyum alınımını olumsuz etkiler. Bu nedenle meyve gelişim
döneminde yapraktan uygulanacak potasyum olası eksikliğin telafi edilmesini sağlar. Potasyum
eksikliğinde; bitki üzerindeki yaprak kenarlarında yanıklar şeklinde kurumalar meydana gelir.
ELFER
COLOR PLUS
NK Gübresi Harmanlanmış
Yer Fıstığı yetişme süresi boyunca topraktan fazla miktarda potasyum kaldırmaktadır. Toprağa uygulanacak
fazla miktardaki potasyum ise kalsiyum alınımını olumsuz etkiler. Bu nedenle meyve gelişim
döneminde yapraktan uygulanacak potasyum olası eksikliğin telafi edilmesini sağlar. Potasyum
eksikliğinde; bitki üzerindeki yaprak kenarlarında yanıklar şeklinde kurumalar meydana gelir.