KARALEKE
(Venturiapirina)
Armut kültüvarları hastalık etmenine
karşı oldukça farklı duyarlılık gösterir,
yani bir bölgede dayanıklı olan
kültüvar diğer bir bölgede hassas
olabilir.
Dünya da ekonomik olarak önemli
hastalıklardan biridir ve duyarlık
ültüvarlarda ciddi zararlara neden olmaktadır.
Hastalık tüm yönleri ile
elma kara leke (Venturiainaequalis)
hastalığına benzer ve her ikif ungus
biyolojik olarak aynı kategoride yer
almaktadır. Hastalığın gelişimi enfeksiyon
için gerek duyulan ıslaklık ve
sıcaklığın uzunluğuna bağımlıdır. Bu
iki faktör önemli bir rol üstlenir. Hatta
yaprakların ıslaklık süreleri belirlenerek
hastalığın enfeksiyonlarının olup
olamayacağına karar verilebilir. Kara
leke belirtileri yapraklarda 8 gün ve
daha yaşlı yapraklarda ise 2 ay kadar
bir sürede ortaya çıkmaktadır. Meyvelerde
gençken çok duyarlıdır, olgun
meyveler ise ıslaklık süresinin artması
ile uzun süre duyarlıkalabilir. Yaprak
ve yaprak saplarında yuvarlak ve
kahverengi lekeler olarak başlar ve
sonuçta kadifemsi bir görünüm alır. Bu
lezyonlar üzerinde konidi sporlar
üretilir. Daha sonra ki sezonda küçük
lekeler yaprakların alt yüzeyinde de
görülmektedir. Bunlar geç bahar ve
erken yaz zamanlarında ortaya çıkan
enfeksiyonlarının bir sonucudur. Kara
leke belirtileri meyvenin kaliksisinde
ve meyvenin yan tarafları üzerinde
meydana gelir. Bu lezyonlar genişlerken,
başka lekeler ile birleşir ve koyu
kahverengi yada siyah alanları
meydana getirir. Olgun olmayan
meyvelerde lekeler küçük yuvarlak ve
kadifemsi bir görünümdedir. Armutların
meyve lekesinden başka, ince
dallarda hastalıktan etkilenir. İlk
gelişme sezonlarında, dallar üzerinde mantarımsı
ve kanser benzeri alanlar
şeklinde hastalık ortaya çıkar. Bir
sonraki baharda ise hastalığın püstülleri
kışlanan bu lekeler üzerinde
olmaktadır. Bu püstüller her sezon
devamlı olarak spor(konidi) ürettiği
için hastalığın yayılmasında önemli bir
rol üstlenmektedir.
KAHVERENGİ
ÇÜRÜKLÜK
(Monilinialaxa)
Hastalık etmeni sadece meyvelerde
zarar vermez, meyve ağaçlarının
çiçeklerinede zarar vererek önemli
kayıplara neden olur. Hastalık etmeni
ayrıca yeşil meyve, yaprak ve
sürgünlerinede saldırmaktadır.
Hastalığın ilerlemesi ve ortaya
çıkması büyük ölçüde hava koşullarına bağlıdır.
Çiçek yanıklığı genellikle
gündüz sıcaklığı yaklaşık 20°-25°C ve
gece ise nispeten düşük olan sıcaklıklarda,
yağışlı havalarda ortaya
çıkmaktadır. Meyve enfeksiyonları da sık
olarak yağışlı geçen yaz aylarında
ortaya çıkmaktadır. Böcek ve diğer
zararlanmalar sonucunda da meyvelerin
her gelişme döneminde enfeksiyonlara
rastlanabilir. Dondan zarar
gören çiçeklerde enfeksiyonlara karşı
oldukça hassaslaşırlar. Enfektelenen
meyveler zamanla kurur, büzüşür ya
da mumyalaşarak yere düşer yada
meyve ağaçlarının dalların da asılı
kalırlar. Bu mumyalaşmış meyveler
uzun ömürlük onidisporları meydana
getirdiğinden, bir sezon sonraki yeni
enfeksiyonların ana inokulum kaynağını oluşturmaktadır.
Bahar daha
valarfungaletmenin gelişimine uygun
olursa, toprakta ya da dallarda asılı
mumyalaşmış meyveler fungusun
küçük, kahverengi, etli spor üreten
yapılarını, apotheciumlarını meydana
getirir. Hastalık etmeni enfekteli
meyvelerden meyve saplarına ve
sürgünlere doğru gelişme gösterir. Bu
şekilde meyve ağaçlarında kanserli
dokuların oluşmasına ya da sürgün
yanıklığınada neden olurlar. Bazı
durumlarda ise fungaletmen sürgünlere
ulaşamaz, ama çürüyen meyveler
yere döküldükten sonra veya
toplandıktan sonra enfekteli olan
meyve sapları dallarda kalabilir. Bu
durumlarda, enfeksiyonun açık belirtisi
meydana gelmez, fakat enfekteli
meyve saplarının yüzeyinde çok az bir
sakızlanma meydana gelebilir ve
enfekte olmayan saplara oranla daha
solgun ve koyu renklidirler.
MEMELİPAS
(Gymnosparangiumsabinae)
Hastalık etmeni genellikle meyve
ağaçlarının yapraklarında zarar
meydana getirir ve yaprak dökülmesine
neden olurlar. Bazen yapraktan
başka dal ve meyvelerde hastalığın
belirtisi görülebilir.
Hastalık etmeni tüm yaşam döngüsünü iki konukçu üzerinde tamamlar,
bunlar ardıç ve armut'dur. Ana
konukçusu asıl olarak ardıç ağaçları
olup, armut, elma gibi diğer bitkiler ise
ara konukçu olarak görev yapmaktadır.
Hastalık etmeninin ardıç konukçusunda
(Juniperusvirginiae) ise oluşan
bu aesio sporlar tarafından enfektelenir.
Aesiosporlar rüzgar ile taşınır ve
sonraki baharda ve yazaylarında ardıç
iğne yapraklarını ve aksılları gözlerini
enfekteler, enfektelen yerlerde galler
oluşmaya başlar. Fungal etmen kış
gibi olumsuz koşulları bu gallerde
geçirir. Bahar aylarında, özelliklenemli
havalar gallerin şişmesine neden olur
ve fungusun teli al çıkıntısı, gallerden
dışarı çıkmaya başlar. Burada üretilen
teli osporlar sonradan çimlenir ve
diğer konukçusuna yayılacak olan
basidi osporlarını üretir ve bu basidio
sporlarda armut ve elma gibi
konukçularını enfekteler. Armut ve
elma gibi konukçularında hastalık
belirtileri yapraklarda görülür ve
bunlar yaprakların üzerinde küçük,
kırmızı lekeler olarak görülmeye
başlar. Oluşan bu lekeler hafifçe şişkin
bir şekilde görülür ve kabaran yerler
üzerinde küçük, siyah noktacıklar
meydana gelir. Lekenin alt yüzeyinde
şişkinlikler daha fazladır, bunlar
yaklaşık 2-3mm kadardır.
ARMILLARIA ÇÜRÜKLÜĞÜ
(Armillariamellea)
Bufungal hastalık etmenlerinin
konukçuları arasında; ağaçlar, çalımsı
bitkiler, bağlar ve orman ürünleri ve
bir çok süs bitkisi yer almaktadır.
Hastalık etmeni, parazit olarak
ölümcül odun çürümelerine ve gelişmenin zayıflamasına neden olmaktadır.
Rekabet, zararlılar ya da kötü iklim
koşulları ile zayıflayan ağaçları
enfekte eder ve öldürür. Hastalık
etmeni ayrıca sağlıklı bitkileri de
enfekte edebilmektedir. Hastalık
etmeni birçok isimle bilinmesine
rağmen, genel olarak çürüklük olarak
adlandırılmaktadır. Hastalık etmeninin
sporları hava kökenli olmasına
rağmen hastalığın yayılmasında çok
önemli bir rol üstlenmez. En yaygın
olarak, hastalık etmeni fungaletmenin
rizomorfları tarafından enfektelenir.
Bu yapılar ya taşınma ya da
gelişen köklerin teması ile hastalık
etmeni ağaçları enfekte etmektedir.
Hastalık etmeni 50 yıl gibi uzun
süreler toprakta canlı kalabilir ve
bundan dolayıda mücadelesi oldukça
zordur. Fungaletmenlergenelde bitkilerin
kök bölgesine yerleşir ve hastalık
etmeni ağaçlarıntoprağa yakın yerlerinde
gerçek mantarımsı yapıları
ortaya çıkmadanya da kökboğazı
veya toprağa yakın kök kısımları
etrafında hastalık belirtileri açık
olmayıncaya kadar, hastalığı belirlemek
oldukça zordur. Kök çürüklüğü
sonucu bitki yapraklarında küçülme,
sarı, daha sonra kahverengiye dönme
gibi renk değişikliği, dallarda geriye
doğru ölümler, sürgün ve yeşil
aksamlardagenel olarak biraz alma
şeklinde hastalık belirtileri ortaya
çıkmaktadır. Daha küçük, aşırı bulaşık
ya da zayıf ağaçlar üzerinde kök
belirtileri daha çabuk ortaya çıkar,
bunların yeşil aksamlarında renk
değişikliği görülür ve ağaçlar birkaç yıl
içerisinde ölmektedir.
KÜLLEME
(Podosphaeraleucotricha)
Fungal hastalık etmeni olup, fungus
kış gibi olumsuz koşulları, elma ve
armut gibi ağaçların uç gözlerin de
geçirmektedir.
Fungus sporların çimlenmesi için
serbest suya gereksinim duyulmaz.
Fungaletmen kara leke hastalığına
göre daha düşük nisbinemlere ihtiyaç
duyar ve daha yüksek sıcaklıklarda
hastalık gelişimi gösterir. Yeni gelişen
sürgünler hastalığa oldukça duyarlıdırlar.
Fungusun diğer konukçularından
bazıları; şeftali, armut, crabapple
ve quince gibi bitkilerdir. Özellikle
yakın alanlara dikilmiş olan elma ve
armut meyve bahçeleri hastalığın
oluşunda potansiyel tehlike alanı
içerisinde kalır. Armut meyve bahçeleri
elma meyve bahçelerinin yakınında kuruldu ise külleme hastalığından
dolayı potansiyel tehlike altındadır.
Külleme hastalığının belirtileri
yaprak, göz, sürgün, çiçek ve
meyvelerde görülebilir. Hastalık belirtileri
genellikle yapraklar üzerinde
fungusun spor ve misellerinin beyaz
ve tozlu bir gelişiminden dolayı yama
şeklinde görülür. Bu tür belirtiler ilk
önce yaprakların alt yüzeylerinde
ortaya çıkar ve klorotik lekeler olarak
yaprakların üst yüzeylerinde de
görülür. Zamanla bu yüzeylerde
fungusun tozumsu beyaz spor ve
misel tabakası ile kaplanırlar. Yaprakların
kenarlarının kıvırcıklaşması
enfeksiyonun bir sonucu olarak
ortaya çıkmaktadır. Hastalıktan şiddetli
olarak etkilenen yapraklar
olgunlaşmadan dökülebilir ve hastalıktan
etkilenen uç sürgünlerde ise
bodurlaşma meydana gelir. Hastalık
etmeni ile etkilenen gözler kış
zararlanmalarına karşıda çok hassas
olmaktadırlar. Meyve enfeksiyonları
bazı kültüvarlarda görülür ve meyvelerde
hastalık belirtiside ağ benzeri
kırmızı kahverengi bir leke olarak
ortaya çıkmaktadır.
ATEŞ YANIKLIĞI
(Erwiniaamylovora)
Bakteriyel hastalık etmeni olup,
özellikle armut ve elmaların entahripkar
hastalık etmenidir. Ateş yanıklığı
bitkilerin çiçek, sürgün ve dallarını
bazende tüm ağaçları etkilemektedir.
Bakteriyel etmen aynı zamanda
budama ve diğer çalışma aletleri ile de
yayılabilir. Konukçuların dan bazıları;
armut, elma, ahlat, böğürtlen, quince,
cotoneaster, hawthorn, pyracanthavemountainash'dir.
Elma ve armut
ekonomik olarak en önemli konukçularındandır.
Aşırı nitrojen gübrelemesi,
güz işlemleri ve ağır kış budamaları
baharda bitkilerin aşırı şekilde yeni
(yeşil) gelişmelerini arttırır. Oysa
uygun şekilde budananya da işlenen
ağaçlar daha yavaş gelişecek veya
zortalarına doğru yeni gelişmeler
duracaktır. N-P-K ve kalsiyum
arasında dengeyi koruyacak gübreleme
işlemleride aşırı gelişmeyi
engelleyecektir. Enfeksiyonun ortaya
çıkması bazı kriterlere bağlıdır.
Bunlardan bazıları;
•Çiçekler açılmış olmalı,
•Çiğ ya da yağmur 0,3 mm den daha
fazla olmalı, çiçeklenme süresince
ortaya çıkan düşük nem ve kuru
havalarda daha az enfeksiyon meydana
gelmektedir.
•Ortalama günlük sıcaklık 15°C ve
üzerinde olmalıdır. Hastalığın ortaya
çıkmasını teşvik eden diğer bir olayda
dolu gibi doğal afetlerdir. Yani dolu
tarafından açılan yaralarda bakteriyel
etmen için giriş yerleridir. Dolu
zararından sonra hava koşullarıda iyi
uygun olursa, hastalığın ortaya çıkma
riski artar. Hastalıktan etkilenen bitki
dokuları ateş ile kavrulmuş gibi bir
görünüm alır. Sulumsu bir bakteriyel
sıvı(ooze) enfektelenen dokulardan
salgılanır ve hastalık tüm ağaçları
öldürebilir. Çiçek yanıklığı çoğunlukla
baharda görülen ilk hastalık belirtisidir.
Tek bir çiçek yada tüm çiçek
kümesi hastalanabilir.
ALTERNERIA
ÇÜRÜKLÜĞÜ
(Alterneriaalternata)
Fungal hastalık etmenleri olup,
elmalarda olduğu gibi armutlarda da
yaprak dökülmesine neden olarak
verim ve kaliteyi etkilemektedir.
Meyvelerde meydana getirdiği zarar
ile de direkt kayıplara neden olmaktadırlar.
Hastalık etmeni genelde
saprofit bir hastalık etmeni olup,
hasat sonrası ya da olgun meyvelerde
görülür ve yaralardan bitkilere girerek
meyvelerin çürümesine neden olur.
Hastalık etmeni başlangıçta, yani
meyveler olgunlaşmadan önce
özellikle meyvelerin çiçek uç
noktalarına ve gövdelerine kolonize
olmaktadırlar. Meyveler olgunlaşırken
ya da hasat sonrası enfeksiyonlarını
başlatırlar. Fungal etmen kış gibi
olumsuz koşulları yere dökülen
yapraklarda, dormant gözlerde ve
gövde ya da dallardaki yaralarda
geçirmektedir. Başlangıç enfeksiyonları
geç bahara doğru ortaya çıkar ve
sekonder enfeksiyonlar ise sıcak,
yağışlı ve nemli geçen havalarda
meydana gelir. Enfeksiyonlar
20-24°C gibi uygun olan sıcaklıklarda
5-6 saat içerisinde gerçekleşmektedir.
Hastalık etmeni başlangıçta ya da
hasattan önce enfektelenir, fakat
meyvelerde herhangi bir enfeksiyona
neden olmaksızın çiçek ucu ya da sap
kısımlarında dormant olarakkalır.
Hastalıktan etkilenen meyvelerin
lekeleri üzerinde fungusun grimsi ya
da daha koyu pamukumsu miselleri
gelişir ve burada oluşan konidi sporları
tekrar yeni enfeksiyonlara neden
olmaktadır.
Kültürel Önlemler:
1. Dayanıklı kültüvarların kullanımı.
2. Meyve bahçelerinde iyi bir yabancı
ot kontrolü yapılmalı.
3. Yere dökülen yapraklar temizlenmeli
ve imha edilmeli.
4.Hastalıklı ve kuru dallar budanmalı
ve imha edilmelidir.
KURŞUNİ KÜF
(Botrytiscinerea)
Fungal hastalık etmeni her yerde
yaygın olarak bulunan polifagbirfungus
olup, birçok bitkiye saldırma ve
koloni oluşturma yeteneğine sahiptir
Bitkilere gelişmesi için ideal bir
beslenme yeri oluşturan yaralı kısımlardan
ve dokulardan giriş yapar. Konukçu
bitkileri arasında domates,
marul, salata, biber, patlıcan, çilek, bağ,
elma, armut, gül, karanfil gibi birçok
bitki vardır. Hastalık etmeni konidi,
miselyum ve sclerot gibi değişik
formlarda bitki artıkları üzerinde ve
toprakta barınır. Yağmur, rüzgar ve örtü
altında hava akımları yardımıyla
yayılmaktadır. Hava ne- minin %95’
lerde olması ve 17-23°C civarındaki
sıcak olan ortamlar hastalığın
gelişmesi için uygundur. Kurşuni ya da
gri küf hastalığı nispeten sert çürüklük
etmenidir ve meyve sıkıldığında mantarımsı,
fakat kurumuş gibi bir his
vermektedir. Hastalık etmeni genellikle
sporların rengini alan gri bir
spor tabakası ile karakterize edilir.
Depolarda kurşuni küften dolayı
kayıplar genellikle depolama zamanının
sonlarına doğru meydana
gelmektedir ve hastalık genellikle
meyvenin kaliksi (çiçekucu) ya da
gövde sonunda meydana gelmektedir.
Çürüklük sağlam dokulara doğru ilerlerken,
gri bir spor tabakası etkilenen
yüzey üzerinde gelişebilir. Genellikle
depolarda enfeksiyon meyveden meyveye
yayılır ve çürük meyve gruplarını
meydana getirirler. Kaba ve siyah olan
dinlenme sporları (sklerotları) meyveler
üzerinde oluşmaktadır. Yapılan son
çalışmalarda da hastalığın meyve
bahçesinde de görüldüğü ve sporların
meyve bahçesindeyken bulaştığı
bildirilmektedir.
Kültürel Önlemler:
1. Meyveleri hasattan önce ve sonra
yaralamaktan kaçınılmalı.
2.Uzun süre meyveyi ıslak tutacak
muamelelerden kaçınılmalı.
3.Ölü ya da enfekteli bitki çiçek, yaprak
ve mumyalaşmış meyveler üretim
alanlarından uzaklaştırılmalı.
5. Aşırı azot gübrelemelerin den
kaçınılmalı.
6. Depolama sıcaklıkları düşürülmeli.
MAVİ KÜF
(Penicilliumexpansum)
Penicilliumetmeni 0-32°C arasındaki
sıcaklıklarda gelişebilmektedir. Fakat
en ideal gelişme sıcaklığı 20°C' dir.
Penicilliumspp. etmenleri, özellikle
P.expansum'a elma ve armutlarda
yaygın olarak rastlanmaktadır. Mavi
küf hastalığına neden olan fungal bir
hastalık etmenidir. Hastalık etmeni
elma ve armutlar da hasat sonrası
ortaya çıkmakta ve yumuşak ya da
ıslak çürüklük olarak da adlandırılmaktadır.
Fungal etmen yüksek nemli
koşullarda sağlıklı bitkilere giriş
yapamaz. Hastalanan .Özellikle nemli
koşullarda sporları hızla çimlenerek
enfeksiyonlarını gerçekleştirir. Penicillium
türlerinin gelişme sıcaklıkları
türlere göre değişmekle birlikte,
yaklaşık olarak aynı derecelerdir.
Özellikle ortam nemi uygun olduğunda
bitkilerin tohumdan meyve kadar
olan tüm organlarında hastalık oluşturabilmektedirler. Yumuşak çürüklük
ya da mavi küf olarak adlandırılan
fungal etmen erken devrelerde açık
kahverengi bir renk değişimi olarak
karakterize edilir. Çürümüş dokular
tamamen ezilmiştirve bu dokular
sağlıklı dokulardan su püs- kürtülerek
ayrılabilir. Mavi küf enfeksiyonları 0°C
de bile olabilir ve çoğunlukla yaralardan
giriş yaparlar. Aşırı olgun ve
uzun sürede polananmeyvelerin üzerinde
doğal açıklık olan lentisellerden
depatojen giriş yapabilir. Fungaletmenin
mavi yeşil renkteki spor kümeleri
enfeksiyon merkezinden kenarlara
doğru gelişmektedir. Spor üretimi
daha yüksek sıcaklıklarda artar ve bu
oluşan sporlar diğer meyveler için
inokulum kaynağı olmaktadır.
ANTRAKNOZ
(BoğaGözü)
(Neofabraeamalicorticis)
Fungal hastalık etmeni sürgün ve
dallarda kansere ve meyvelerde ise
boğagözü olarak da bilinen meyve
çürüklüğüne neden olmaktadır.
Bahar yağmurları hastalık etmenini
dallardaki kanserlerden olgunlaşan
meyvelere bulaştırmaktadır, fakat
kanser bulaşmaları bir sonraki bahara
kadar görülmemektedir. Küçük yaralar
hastalık etmeninin girişini kolaylaştırmakla birlikte, fungal etmendir ek
olarakda bitkilere giriş yapabilir.
Oluşan kanserler 1 yıl sonra aktif
olarak gelişir, üstelik fungus ölü
kanser dokularında 2-3 yıl hayatını
devam ettirebilir ve çok sayıda
spor üretir. Yaşlı meyve bahçeleri ve
fidan stokları hastalığın inokulum
kaynaklarıdır. Ayrıca diğer (bazı sert
çekirdekli meyveler) konukçu bitkilerde
bu hastalık etmenine inokulum
kaynağı olmaktadır. Anjou,
Comice ve Winter Nelis kültüvarları
hastalığa duyarlıdır ve hastalık özellikle
depolarda görülür. Depolarda ise
hastalık etmeninin sporları bir meyveden
diğer bir meyveye bulaşmamaktadır.
Hastalık etmeninin ilk
çürüklük belirtileri, kaliksi (çiçek ucu
noktası) ve deride meydana gelen
çatlaklardan ya da doğal açıklık olan
lentisellerden başlar. Tek ya da birçok
sayıda oluşan lekeler 0.5 ile 3 cm
kadar büyüklükte olabilir. Bu lekeler
sarımsı kremden üniform bir kahverengi
renge kadar değişim sergileyebilir,
fakat hastalık belirtisi koyu
kahverengi renkli ve merkezi solgundur.
Bu görünümden dolayı hastalık
boğagözü olarak adlandırırlır.
Lekeler düz ya da hafif bir şekilde
çökük olabilir. Meyve derisi hafif bir
baskı altında bile kolaylıkla kırılmayabilir.
Çürük dokular nispeten sert
olabilir ve bu kısımdaki deri sağlıklı
dokudan kolaylıkla ayrılmayabilir. Çürüklük yüzeysel olabilir ya da hemen
hemen genişliği kadar derin olabilir.
Daha derin çürüklüklerde, hastalığın
ilerlemesi az ya da fazla 'U' harfi
şeklinde olmaktadır. Fungusunspor
yığınları çürüklük yüzeyinde olabilir
ve bu spor yığınları kısa, nemli ve
krem renklidir.
ARMUT YAPRAK
PSİLLİDİ
(Psyllapyricola,Cacopsyllapyri)
Son yıllarda yapılan araştırmalar
buzararlının armutlarda pear taşıyıcısı
olduğunu göstermiştir. Decline adı
verilen bir virüsünde
Kışı ergin olarak ağaçların tomurcuk
ve sürgünleri arasında, dökülen
yapraklar altında geçiren armut
pirelerinin nimf ve erginleri sıcaklık
10°C' nin üzerine çıktığında kışlaklarını terkeder ve çiftleştikten sonra
yumurta koymaya başlarlar. Bu
faaliyetin gerçekleşmesi tamamen
hava koşullarına bağlıdır. Bazen Şubat
ayında bile başlayabilir. Armut
ağaçlarında doğrudan ve dolaylı
olmak üzere iki şekilde zarar yapar.
Zarar, özellikle yavru pireler
tarafından ağaçların çiçek, yaprak ve
tomurcuklarının sokulu pemilmesi
suretiyle meydana gelir. Emgi
sonunda zarar gören kısımlarda
klorofil parçalanması ile renk
değişimleri ve lekeler meydana gelir.
Zamanla bazı organlar kurur, çiçekler
ise meyve bağlamaz. Kurumalar
neticesinde çiçek yaprak ve meyve
dökülmeleri olur. Zararlı fazla olduğu
takdirde çok miktarda salgılanan
balımsı sıvı yaprak, sürgün ve
meyvelerin üzerini örter. Bu maddeler
üzerinde çürükçül mantarlar gelişir ve
tüm ağaç siyahımsı bir görünüş alır.
Böyle ağaçlarda yapraklar vaktinden
önce dökülür, tomurcuklar açılmaz,
bulaşık meyveler pazar değerini
kaybeder.
Kültürel Önlemler
Ağaçların fazla gölgelenmesini önlemek
amacıyla budama yapılmalıdır.
Dayanıklı armut çeşitleri yetiştirilmelidir.
Armut bahçesi altında ara ziraatı
yapılmamalıdır. En uygun ilaçlama
zamanı ağaçların çiçeklenme sonrasında,
yaprakların oluştuğu ve
zararlının meydana getirdiği balımsı
akıntının başlamadığı dönemdir.
TESTERELİ ARILAR
(Hoplocampabrevis,H.flava H.testudinea)
Çiçek taç yapraklarının dökülmeye
başladığı dönemde kontrol ve sayım
yapılarak ilaçlamaya geçilmelidir.
İlkbahar da ergin arılar çiçeklerin içine
yumurta koyarlar. Yumurtadan çıkan
larvalar meyvelere girer ve çekirdek
evine ulaşırlar. Çekirdekleri zarar
gören meyveler dökülür. Dökülen
meyveler kesilip koklandığında,
tahtakurusu gibi pisbir kokunun
farkına varılır. Bu özellik zararlının
tanımına yardım eder. Kış mevsimini
toprak içinde kokon halinde larva
döneminde geçirir. İlkbaharda ilk önce
pupa ve arkasından da ergin olur.
Ergin çıkışları çiçeklenme dönemine
rastlar. Çiftleşmeyi takiben dişiler,
henüz açılmamış veya yarı açılmış
çiçeklerin dip kısmına yumurta
bırakırlar. Bir çiçeğe 2 ila 5 arasında
yumurta konabilir. Yumurtadan çıkan
larva, bir süre yüzeysel olarak
beslendikten sonra meyvecik içine
girer. Zararlanan meyvelerde dökülür.
Gelişimini tamamlayan larva, meyveyi
terkederek toprak içinde diyapoza
girer. Böylelikle yılda bir nesil verir.
MücadeleDönemi
Erken çiçek açan çeşitlerde çiçek taç
yapraklarının dökülmeye başladığı
dönemde kontrol ve sayım yapılarak;
çiçek demetlerinin %10’ luk kısmında
bulaşma görülür ise ilaçlama yapılır.
KIRMIZI ÖRÜMCEKLER
(Tetranychusurticae, T.viennensis,Panonychusulmi)
Bazı türler (örneğin .pulcher)
tomurcuklara ve meyve gözlerine
saldırarak, meyve tutumunu azaltabilirler.
Akarlar çıplak gözle zor görülecek
kadar küçüktürler. Şekilleri yumurta
veya armut biçimindedir. Çoğunun
vücutlarının üst tarafı kabarıktır,
bazılarının düzdür. Deride değişik
şekil ve büyüklükte tüyler, kıllar ve
dikenler vardır. Yumurtadan çıkan
larva 3 çift, nimf ve erginler 4 çift
bacaklıdır. Kışı yumurta halinde
geçiren türlerde kışlık yumurtaların
üretimi Temmuz ayında başlar ve
Ekim ayına kadar devameder. Gelişme
eşiği üzerinde seyreden sıcaklık
toplamlarına göre bir neslin süresi
belirlenir. Bu eşiğin üzerinde seyreden
sıcaklıklar yükseldikçe bu süre
dahada kısalır. Anormal sıcak şartlarda
üreme ve gelişme olumsuz
yönde etkilenir. Kırmızı örümcekler
elma, armut, ayva, şeftali, kiraz, vişne,
erik ve kayısı gibi yumuşak ve sert
çekirdekli meyve ağaçlarında zarar
yaparlar. Bulundukları ağaçlarda yaprakların
bitki öz suyunu emerek zararlı
olurlar. Bunun sonucunda yapraklar
da önce beyaz, sonra sarı kahverengi
lekeler meydana gelir. Daha sonra bu
lekeler birleşerek yaprağın kuruyup
dökülmesine, dolayısıyla önemli derecede
ürün kaybına neden olurlar.
Kontrol edilecek 100 yaprakta yaprak
başına ortalama 3 canlı (nimf-ergin)
görüldüğü andan itibaren ilaçlı mücadeleye
başlanır ve gerek görüldükçede
tekrarlanır.
ELMA İÇ KURDU
(Cydia,Carpocapsa,Pomonella)
Ergin dişi kelebeklerin yumurta
koyabilmesi için hava sıcaklığının
15°C' nin üzerine çıkması gereklidir.
25 Mayıs' tan itibaren larva çıkışları
beklenebilir.
Ülkemizde elma iç kurdu genellikle
yılda 2 döl, bazı yer ve yıllarda kısmi
bir üçüncü dölde verebilmektedir. Bir
dişi 30-70 yumurta bırakır. Yumurta
önceleri yapraklara, incedallara,
daha sonra meyvelere teker
teker bırakılmaktadır. Yumurtadan
çıkan larvalar genellikle 4-8 saat
içerisinde meyveye girer. Larva
meyveye çiçek çukurundan veya
elmanın yan tarafı ile sapa yakın
kısımlarından içeri girdikten sonra
meyve nel açarak ilerler. Elma iç kurdu
larvası meyvenin çekirdekleri
üzerinde de beslenir. Bu özelliği ile
çekirdekler üzerinde beslenmeyen
meyve içinde zararlı diğer türlerden
ayrılabilmektedir. Meyve içinde
30-40 gün beslenerek olgunlaşan
larva, ağaç gövdesinin çatlamış
kabukları arasında veya toprakta
bulunan kalıntılar arasında kokon
örmek üzere meyveyi terkeder. Bu
larvalar daha sonra pupa olarak ya
aynı yılın yaz erginleri şeklinde çıkar
veya pupa olmayıp diyapoza girerler.
Mücadele yapılmayan bahçelerde ki
zarar %60-%100 olabilmektedir.
Kültürel Önlemler
• Elma bahçelerinin, elma iç kurdunun
diğer konukçusu olan armut, ayva ve
ceviz gibi meyve ağaçları ile karışık
olarak kurulmamasına özen
gösterilmelidir.
• Elma ağaçlarının altına dökülen
meyveler toplanıp uzaklaştırılmalı,
ambalaj ve depolama yerleri elma
bahçelerinin kenarına kurulmamalıdır.
• Bahçenin sürümüne özen
gösterilmeli ve ağaç gövdelerine
Haziran ayı başlarında oluklu
mukavvadan tuzak bantlar sarılmalı,
bunlara gelen larvalar haftalık
kontrollerle imha edilmelidir.
ARMUT KAPLANI
(Stephanitispyri)
Polifag zararlılar grubunda olup, ergin
ve nimfleri yaprakların özsuyunu
emerek, yapraktaki klorofili parçalar.
GENEL BİLGİLER
Bu zararlının erginleri yaklaşık 1 cm
uzunluğunda, üst kanatları beyaz zemin
üzerine siyah noktalı kelebeklerdir.
Yumurta paketinin üzeri dişi kelebeğin
salgıladığı jelatinimsi bir madde
ile örtülü ve balık pulu şeklinde dizili
görülür. Olgun larvalar 14 mm uzunluğunda
yeşilimsi esmer veya sarımsı
renkte üzerleri siyah noktalıdır.
Önceleri açık kahverengi, sonra koyu
kahverengi olan pupaları 7-8 mm
uzunluğundadır. Yılda 1 döl vermektedir.
Esas konukçusu elma
ağaçlarıdır. Japon elmasında da zarar
yapar. Elma ağ kurdunun larvaları,
elma ağaçlarının yapraklarını yemek
suretiyle zarar yaparlar. Ağaçları
tamamen yapraksız bırakarak, yanmış
gibi bir görünüm almasına neden
olurlar. Yumurtaların çoğunluğunungenç
dalların gözleri civarına bırakıldığı
gözönünde bulundurulursa
zamanında ve usulüne uygun budamanın
yapılması ve budama artıklarının
bahçeden uzaklaştırıp kurumaya
terkedilmesi veya yakılması ile
genç dallar üzerinde larva paketleri
altında kışlamaya çekilen larvaların
önemli bir kısmı imha edilmiş olur. İlk
mücadele için yaprak başına ortalama
0.5-1 ergin, ikinci ilaçlama için 2-4
ergin ve nimf esas alınır.
ARMUT YAPRAK UYUZU
(Eriophyespyri)
Yaprak dokusu içerisinde yaşar ve
bulunduğu yerde yaprağın her iki
yüzünde kabarangal oluşur. Önce açık
yeşilimtırak olan dal gitgide kızarır,
kahverengileşir ve dokunun ölmesiyle
de siyahlaşır.
GENEL BİLGİLER
Armut yaprak uyuzu ergini baş
tarafta 2 çift bacaklı parlak sarı renkli
ve 0.2 mm boyundadır. Çok küçük
olduğundan doğada görüp tanımak
kolay değildir. Ancak zarar şeklinden
tanınabilir. Bulaşık yaprakların her iki
yüzünde 1-2 mm çapında, şekilsiz,
açıkyeşil, kahverengi ve siyah kabartılar
zararlının varlığını belirtir. Kışı
ergin döneminde çiçek ve sürgün
gözlerinin pulları altında grup halinde
geçirir. İlkbaharda gözlerin patlamasıyla
birlikte yapraklara geçer ve
epidermisi aşarak dokuya girer.
Beslenmeye başlamasıyla tipik galler
oluşur. Galiçerisinde dölverir ve yeni
bireyler yaprak yüzüne dağılarak yeni
galler oluşturmak üzere dokuya
girerler. Yılda 2-3 dölverir. Sonbaharda
erginler bulundukları galden
ayrılırlar ve kışlamak üzere tomurcuklara
göç ederler. Yaprak dokusu
içerisinde yaşar ve bulunduğu yerde
yaprağın her iki yüzünde kabaran gal
oluşur. Önce açık yeşilimtırak olan gal
git gide kızarır, kahverengileşir ve
dokunun ölmesiylede siyahlaşır. Galler
bazen bütün yaprağı kaplayabilir.
Bu durumda yaprak özümleme
görevini yeterince yapamaz ve düşer.
Yoğun bulaşmalarda meyvelerde
saldırıya uğrayabilir. Meyvenin şekli
bozulur ve olgunlaşmadan dökülür.
Karadeniz, İç Anadolu, Güney Anadolu
Bölgelerinde yaygındır. Armut
ağaçları ve fidanlıklarda yaşar ve zararlı
olur. Ayrıca elma ve ayva ağaçlarında yaşayan alt türleri vardır.
SANJOSE KABUKLU BİTİ
(Quadraspidiotusperniciosus)
İlk hareketli bireyler bölgelere göre
Mayıs sonunda, Haziran başında
görülmeye başlar. Yılda 2-3 dölverirler.
Bitki özsuyunu emerek beslenirler.
Yoğun populasyonda bitkiyi
kuruturlar.
GENEL BİLGİLER
Yaprak bitleri genelde 1,5-3 mm
boyunda, armut biçiminde küçük böceklerdir. Ağız parçaları sokucu emici
yapıdadır. Anten adı verilen duyu
organları ip şeklinde kısa veya çok
uzundur. Vücutlarının arka kısmında
bir çift tüp şeklinde uzantılar bulunur.
Meyve ağaçlarının yaprak ve sürgünlerinde
gruplar halinde bulunurlar.
Yumurtaları parlak siyah renkte,
uzunca oval biçimde 0,5 mm
uzunluğundadır. Yaprak bitleri gruplar
(koloni) halinde yaşarlar. Eşeyli ve
eşeysiz olarak çoğalırlar. Kışı meyve
ağaçlarının dal ve sürgünleri üzerine
bırakmış oldukları yumurta döneminde
geçirirler. Elma yeşil yaprak biti,
yumurtalarını sonbaharda elma ağaçlarının bir yıllık sürgünleri üzerine
bırakır. Bu yumurtalar ertesi yıl tomurcukların
uyanmasıyla birlikte
açılmaya başlar. Çıkan larvalar genç
yaprakların çiçek tomurcukları ve
çiçek çanak yapraklarında beslenirler.
Bunlar sıcaklığa bağlı olarak yaklaşık
10 gün içinde ergin olur ve yavru
vermeye başlarlar. Bu çoğalma süresince kanatlı ve kanatsız bireyler
görülmektedir. Kanatlı bireyler diğer
elma ağaçlarına uçarak bulaşmayı
yaygınlaştırırlar. Ekim, Kasım aylarında
meydana gelen dişiler ve erkek
bireyler çiftleştikten sonra, Yaprak
bitlerinin yaşayış özellikleri ve çoğalma koşulları gözönüne alınarak;
çoğalmalarını engelleyici etkenlerin
geliştirilmesi gerekir. Bu amaçla
bahçe içerisindeki yabancı bitkiler
imha edilmeli, toprak sürümüne özen
gösterilmeli meyve bahçeleri ve
yakınında yaprak bitlerine hassas
bitkiler yetiştirilmemelidir. Bunlar
özellikle ikincil konukçulara göç eden
türler için etkilidir.
YAPRAK BİTLERİ
(Myzuspersicae,Aphispomi)
Yaprak bitleri genel olarak 1.5-3 mm
boyunda, armut biçiminde küçük
böceklerdir. Ağız parçaları sokucu
emici yapıdadır.
GENEL BİLGİLER
San Jose kabuklu biti, iç karantina ya
dahil bir zararlıdır. Zararlı ağaçların
gövde, dal ve dalcıklarında yaprak,
sürgün, tomurcuk ve meyvelerin öz
sularını emmek suretiyle zarar yapmaktadır.
Fakat gerçek zarar emgi
esnasında salgıladığı toksik (zehirli)
maddelerden oluşur. Yaşlı ağaçlarda
önce yaprak dökümü yapar sonra bazı
dallarını ve gitgide ağacın bir bölü
münü ve daha sonra ağaçlar tamamen
kurutur. Kışı diyapoz halinde
geçiren zararlı yılda 2-3 döl verir.
Üreme güçleri fazla olduğunda
ilaçlamalar düzenli bir şekilde yapılmalıdır.
Bahçedeki varlığını anlamak
için 1-2 yıllık sürgünler 20 cm
uzunlukta kesilmeli ve bir büyüteçle
bakılmalıdır. Dişiler kanatsız, oval
limon sarısı renktedir. Üzeri esmer bir
kabukla örtülüdür. Ergin erkek ise
kanatlıdır. Zararlının bulunduğu ve
meyvede zararlı kaldırılıp bakılınca,
kankırmızısı emgi lekeleri görülür.
Kimyasal mücadele ve ağaçların kış
uykusunda olduğu dönemde, gözler
uyanmadan iki hafta önceye kadar ve
hava sıcaklığı 5o
C üzerinde olduğu
yağışsız günlerde yapılmalıdır. Sıvama
bulaşık ise, mutlaka kış ilaçlaması
yapılmalırdır. Yaz mücadelesi için ağaçların çiçeklenme döneminden
sonra kontroller yaparak San Jose
kabuklu bitinin yavrulamaya başlaması izlenir. Zararlı yavrulamaya
başladığında birinci, 20 gün sonra
ikinci ilaçlama uygulanmalıdır.
GALERİ GÜVESİ
(Leucopterascitella,
P.gerasimovi,Stigmellamalella)
Bu türler özellikle fidanlarda ve genç
meyve ağaçlarının yapraklarında galeri
açarlar.
GENEL BİLGİLER
Erginlerin uzunluğu 2-5 mm arasında
değişen, ön kanatları her türde
değişik desenli, arka kanatları dar ve
uzun, bol saçaklı küçük kelebeklerdir.
Larvaların yapraklarda açtıkları
galeriler türlerin ayırt edilmesine
olanak sağlar. Galeri güvelerinin döl
sayısı 2-5 arasında değişir. Yaprak
galeri güvelerinin larvaları yaprağın iki
epidermisi arasında parankima
dokusunu yemek suretiyle zararlı
olurlar. Galeri şekilleri her tür için
değişik olup tür ayırımına olanak
sağlar. Bu türler özellikle fidanlarda ve
genç meyve ağaçlarının yapraklarında
galeri açarlar. Populasyonun çok
yüksek olduğu yıllarda zarara uğramış
yaprakların ve ağaçların gelişmesinde
bir duraklama olur. Yapraklar zamanından
önce dökülür, meyve verimi azalır
ve kalitesi düşer. Türkiye'nin elma
yetiştirilen her yerinde bulunurlar.
Yaprak galeri güveleri, kışı ağaç
altlarındaki dökülmüş yapraklar
arasında, toprakta, ağaç kabukları
altında geçirdiklerinden, bahçelerde
kurumuş yaprakların toplanarak yok
edilmesi, toprağın sürülmesi, ağaç
kabuklarının soyulması zararlının
popülasyonunun düşmesini sağlar.
SPRINTER PLUS
NP Gübresi Harmanlanmış
Meyve fidanlarının kök gelişimi toprak sıcaklığı ile de yakından ilgilidir. Toprak sıcaklığı 15°C olduğunda köklerin gelişimi zayıftır. 20°C'de yan kökler oluşmaya ve 25°C'de ana kök uzamaya başlar
ELFER ZnP
NP Gübre Çözeltisi
Hücresel enerjit ransferinde ve depolanmasında rol oynar. Nükleik asit bileşiminde yer alan düzenleyici ve tamamlayıcıdır. Eksikliği meyve ağaçlarında genellikle zor fark edilir. Yeni oluşan yaprakçıklar küçük ve mavimsi yeşil renk alır. Yaprak kenarlarında, yaprak orta damarında ve yaprakların alt yüzeylerinde morarma gözlemlenir. Yaşlı yapraklarda erken dökülme ve çiçeklenmede azalma ise yine eksikliğinde gözlemlenen belirtilerdendir.
TRANSPORTER
Mikro Besin Elementleri
Karışımı
Çinko (Zn): Enzimler, bitki hormon ve proteinlerinin oluşumunda düzenleyici ve tamamlayıcı roloynar. Normal bitki gelişimi ve meyve tutumu için çok önemlidir. Eksikliğinde sürgün ucundaki yapraklarda bodurlaşma, dökülme ve alacalı sararma görülür. Kış zararlanması ile birlikte yapraklarda rozetleşme ortaya çıkar. Meyve tutumunda, kalitesinde ve büyüklüğünde azalma olur.
Manganez (Mn): Klorofil sentezinde rol oynar. Fotosentezin oksijen evresinde gereklidir. Eksikliği ilk önce yaşlı ve sürgün ortasında yer alan yapraklarda ortaya çıkar. Yaprak ana damarları arasında sararma(kloroz) olur. Sürgünlerde geriye ölümler görülebilir. Çiçeklenme ve meyve tutumu azalır.
Demir (Fe): Klorofil oluşumunda gereklidir. Kloroplast enziminde yer alan tamamlayıcıdır. Eksikliğinden sürgün ucundaki yapraklar etkilenir. Bu yaprakların ana damarları yeşil olmasına rağmen damar araları sarı renklidir(kloroz). Sürgün gelişiminde bodurlaşma ve geriye ölüm meydana gelebilir.
Bor (B): Çiçekteki polen tüplerinin ve besleyici kılcal köklerin oluşumuna yardım eder. Bitki hormonlarının, şekerin ve kalsiyumun yer değiştirmesinde rol oynar. Eksikliğinde çiçek gelişimi ve meyve tutumu azalır. Genç yapraklar küçülür, şekilsizleşir; meyve etinde mantarlaşma, meyve kabuğunda buruşma olur' İlk belirtiler genellikle meyvede ortaya çıkar'
SEATON SUPERMIX
NK’ lı Katı
Organomineral
Gübre
Çinko (Zn): Enzimler, bitki hormon ve proteinlerinin oluşumunda düzenleyici ve tamamlayıcı roloynar. Normal bitki gelişimi ve meyve tutumu için çok önemlidir. Eksikliğinde sürgün ucundaki yapraklarda bodurlaşma, dökülme ve alacalı sararma görülür. Kış zararlanması ile birlikte yapraklarda rozetleşme ortaya çıkar. Meyve tutumunda, kalitesinde ve büyüklüğünde azalma olur.
Manganez (Mn): Klorofil sentezinde rol oynar. Fotosentezin oksijen evresinde gereklidir. Eksikliği ilk önce yaşlı ve sürgün ortasında yer alan yapraklarda ortaya çıkar. Yaprak ana damarları arasında sararma(kloroz) olur. Sürgünlerde geriye ölümler görülebilir. Çiçeklenme ve meyve tutumu azalır.
Demir (Fe): Klorofil oluşumunda gereklidir. Kloroplast enziminde yer alan tamamlayıcıdır. Eksikliğinden sürgün ucundaki yapraklar etkilenir. Bu yaprakların ana damarları yeşil olmasına rağmen damar araları sarı renklidir(kloroz). Sürgün gelişiminde bodurlaşma ve geriye ölüm meydana gelebilir.
Bor (B): Çiçekteki polen tüplerinin ve besleyici kılcal köklerin oluşumuna yardım eder. Bitki hormonlarının, şekerin ve kalsiyumun yer değiştirmesinde rol oynar. Eksikliğinde çiçek gelişimi ve meyve tutumu azalır. Genç yapraklar küçülür, şekilsizleşir; meyve etinde mantarlaşma, meyve kabuğunda buruşma olur' İlk belirtiler genellikle meyvede ortaya çıkar'
REAL
NK Gübresi Harmanlanmış
Hücre duvarlarının bileşiminde yer alır. Bitki besinlerinin alınımını ve hareketini düzenler. Yapraklardaki eksikliğini gösteren belirtileri tanımlamak zordur. Eksikliğinde sürgün ve kök gelişimi kısıtlanır. Depo koşullarında da meyvede mantar lekeleri (acıbenek), meyve iç yapısında bozulmalar olarak kendini gösterir.
THERAPY
Azotlu Gübre Çözeltisi
Hücre duvarlarının bileşiminde yer alır. Bitki besinlerinin alınımını ve hareketini düzenler. Yapraklardaki eksikliğini gösteren belirtileri tanımlamak zordur. Eksikliğinde sürgün ve kök gelişimi kısıtlanır. Depo koşullarında da meyvede mantar lekeleri (acıbenek), meyve iç yapısında bozulmalar olarak kendini gösterir.
ELFER - K
NK Gübre Çözeltisi
Enzimleri harekete geçirir. Şeker, protein ve bitki gelişim hormonlarının oluşumunda ve yer değişiminde rol oynar. Eksikliğinde ilk olarak yaşlı yapraklar etkilenir. Yaprak kenarlarından başlayan veya prakort adamarına doğru ilerleyen renk açılmaları (kloroz) görülür. Sürgünlerde incelme, meyve dalında zayıflama olur; kış zararlanmalarına karşı daha hassas hale gelir. Küçük, renksiz ve düşük asitli meyve oluşumu meydana gelir.
BRAVO - K
NK Gübresi
Harmanlanmış
Enzimleri harekete geçirir. Şeker, protein ve bitki gelişim hormonlarının oluşumunda ve yer değişiminde rol oynar. Eksikliğinde ilk olarak yaşlı yapraklar etkilenir. Yaprak kenarlarından başlayan veya prakort adamarına doğru ilerleyen renk açılmaları (kloroz) görülür. Sürgünlerde incelme, meyve dalında zayıflama olur; kış zararlanmalarına karşı daha hassas hale gelir. Küçük, renksiz ve düşük asitli meyve oluşumu meydana gelir.